Cuma, Ekim 7

koca bir yazın ardından...



aslında çooook gecikmiş bir yazı.
(hoş  düzenli yazan bir blogger değilim ya zaten.)
neyse bu sefer sebep benim tembelliğim değil, resimleri bilgisayara aktarmak için gerekli aparatı bir türlü bulamamız:((
zira bol resimli bir yazı başlıyor............

okullar kapanır kapanmaz antalya kaçamağı yaptık.
annemlerle birlikte.
amaç ankarada olduklarından dolayı doruğu özleyen annane ve büyükbaba özlem giderecekti.
bizde kocacıkla 1 hafta dinlenecektik, eğlenecektik...

cıkkkk olmadı.
Doruk huysuzluk konusunda çok büyük performans gösterdi ve kucaktan inmedi.Tabiki sadece anne ve babanın kucağından.


 hep böyle ağlamaklıydı huysuzdu.ne havuza nede denize girdi.kumla bile oynamadı.










animasyonlar tam çocuklara uygundu.ama o bile çok mutlu etmedi doruk paşayı.
 ve bizimkiler.annem,babam ve canım kardeşim.allah uzun ömürler versin sizlere...
antalya tatilinin tadını ben ve kardeşim çıkarttık.Doruk hep babayı tercih etti.annem babamda eşime yardım etti.eeeee havuzla denizlede biz ilgilenmek zorunda kaldık:))
zor işler....


Sonra genizeti için ankaraya gittik.ankarada da ameliyat dendi.birde ömer beye görünelim dedi eşim bizde doğru istanbula...

 istanbul dönüş yolunda feribot gezintisi...ameliyat olmalı dendiği için biz  endişeli...
 
                                    
 Sonra eskişehire döndük.ve hazırlandık ameliyat olmaya karar verdik.Doktorumuza ve hastaneye güvendik.bol bol dualar ettik ve...
çok şükür güzel geçti ameliyat...sonra bir 10 gün eskişehirde kendimize geldik, hazırlandık gezdik...




bindik arabamıza ;
bu sefer ayvalık annane evine gittik.
bu sefer denizi , kumu çok sevdik...



 arkadaşta bulduk sarımsaklı plajında, hemde üst üste 3 gün denk geldik bu güzel prensesle:.))

her sene illaki bir cennet tepesi pozumuz olur.
bu senede nasip oldu ya şükürler olsun:))
birde doğumgünü kutladık en güzelinden.




                
                                    








               son olarak  tut şapkayı uçmasın pozu.yine cennet tepesinde.

Perşembe, Ekim 6

eskişehir dün çokkk güzeldi...

eskişehirde sonbahar başladı.
sabah ayazları tir tir titremenize sebep olurken bir iki gündür öğlen güneş ısıtıyor her yeri.
bizde doruk paşayı bu güneşlerden faydalansın diye yollara düşüyoruz.
genelde en yakın parkları ziyaret ediyorduk ama dün KENTPARK a gittik.
Büyükerşen hocamızın son güzelliklerinden bir park.



 Çok mutlu oluyor dışarı çıkınca.birde arkadaş varsa yada babası pek mutlu pek...

 Kıyafet konusunda şimdiden kendi seçtiğinde ısrar ediyor.
 Bugün sarı -yeşil takıldı o.bense yazdan kalma güneşe aldandım    elbiseden bozduğum eteğimi giydim.oooh yaz gibiydi eteğim uçuştu ama üşümedim.dedim ya dün çok güzeldi herşey.



 
Kendine güveni geliyor arada.
-men çıyabilir anne.bıyakkk beni tamam mı.duttma...







heykeller herzaman eskişehirin
simgesidir.çok farklı bir hava
katar şehrimize.( Bu arada aslen ankaralıyım ama eskişehirli olmuşum iyice..)



ve eskişehirde plaj...yazın bekleriz güneşlenmeye...


                                     

 Soru sormalar başladı.
-mu ne anne baba(biz varken her cümlenin sonu anne baba.kimden yüz bulursa.işi garantiye alıyor sanırım:))
birde "ütpen"var ki sormayın.ütpen diyince yapılır demiş babası ya...
-çukaka anne.(ben olmaz yemekten sonra diyorum)sonra doruk başlıyor
-ütpen anne ama ütpen anne....



babaya hayran ve çok düşkün.
kıskanıyormuyum ne
:))




küçük adamım hep mutlu ol emi:)))seviyorum seni....

Salı, Eylül 27

ameliyatın ardından....


evet uzunca zamandır yazmak istediğim bir konu var.oda genizeti ameliyatının sonrasındaki değişiklikler...
öncelikle rahat bir uyku ve sonrasında dinlenmiş olarak uyanan bir doruk.valla özlemiştim doruğun bu halini.çünkü ameliyat öncesi çok huysuz ve mutsuz uyanıyordu, şimdi keyifli uyanıyoruz.

Daha önce ameliyat olan arkadaşlar, ameliyat sonrası kilo alma, iştah artmasından bahsetmişlerdi.evet bizde kilo aldık,ama bu iştah artmasından kaynaklanmadı sanırım.çünkü yemek yemesi hala sıkıntılı.ama kilo aldık ,buda artık uyurken terlmemesinden kaynaklanıyor sanırım...

Ve ençokta farkındalığı ve konuşması arttı.belki zamanı anca geldi bilmiyorum ama cümle kurmaya başladık ameliyatın ardından bir iki gün sonra.babane ve annaeye göre büyüdü benim oğlum.hemde her anlamda, konuşması, istekleri, tepkileri tam bir küçük adam oldu.benim küçük adamım hep iyi ol inşallah...

Pazartesi, Eylül 26

10 gündür....

son on gündür;
her sabah sıcak suyumu içerek güne başlıyorum...
her gün doruğu parka götürüyorum...
her gün yeni bir tarif deniyorum...
ve hemen hemen her gün doruğu uyutayım derken onunla bende uyuyakalıyorum:))

Çarşamba, Ağustos 31

çifte bayram:)))

sevdiklerinizle beraber sıcacık, kahkaha dolu bir bayram geçirmeniz dileğiyle....




(biz 10 gündür ayvalıktayız ve 2 gündür anca denize girdik...)

Pazar, Ağustos 21

yatak sohbetleri:))

başlığa bakıp aldanmayın canım...
bu sohbetler doruk paşaya ait...
benim yavruma yemek ve uykudan bahsetmezseniz pek bi tatlıdır inanın...
ama yemek yedirmek ve uyutmak bazen tahmin edemiceniz kadar sabır gerektirebiliyor...
aşağıda bugün öğlen uyutmaya çalıştığımız paşanın anne ve babasını nasıl ters köşe yaptığını anlatmaya çalıştım...
buyrun..

öncelikle doruk bizim odasındaki beşikte uyumakta.ama genellikle bizim yatağı kullanmakata.son günlerde bizim yataktan kendi yatağına gayet destursuz geçmeyi huy edindi.
baba: hadi oğlum yatalım beraber
doruk:yatalım baba...
beşiğe geçmeye çalışan doruğu gören baba:oğlum düşersin bak tehlikeli
doruk:düyeyimmmmmmmmmmm hoppaaaaaaaa der ve bizim yatağa düşer.
bu sahne bi 30 kez tekrarlanır...

mutfakta akşama hazırlanan anne çağrılır.
baba.hadi annesi hep beraber yatalım uyuyalım
anne:hadi bakalım hertkes uyumuş dorukta uyusun
veeeee doruk başlar
doruk:yeloğlan uyudu
baba:uyumuş oğlum
doruk:eppe uyudu
baba:uyumuş oğlum
doruk babaye (babanne) uyudu
baba:(takılmış ve uyumakta olan plak modunda)uyudu oğlum
doruk:arefendi ayıcık(kahverengi ayıcık) uyudu
baba:uyudu oğlum
doruk: yetrete (trt)uyudu
baba:uyudu
doruk:donbaba (dondurma)uyudu
baba:uyudu
VEEEE doruk çığlığı basar
doruk:donbabaaaaaaaaaaaaaaaaa hammmmmmmmmmmmm babaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
ve baba bu çığlıklara uyanır....

uzuuuun bir aradan sonra merhaba...

evet bayağı uzun bir ara oldu.
sebebi yazmak istememem ve sonrasında telaşlı günler...
evet bol telaşlı günler yaşadık...
en son yazdığımdan sonra doruk düştü.hemde gözümüzün önünde.Alnı kesildi.hemde iç kasıyla beraber.
ben hayatımda böyle bir kanama görmedim.ömrümden ömürler gitti.ilk gittiğimiz acilde dikiş dediler.bizde koştuk gittik tıp fakültesine.
estetik cerrah iç kasıda kesilmiş dedi.bu yüzden içe 5 dikiş ,dışa 2 dikiş atıldı.tabi sürekli bayıldığım için beni ve babasını odaya almadılar.halası sağolsun oğlumun yanındaydı.biz dışarda ağlamasına dayanamadık.ben çok üzüldüm,daha soğukkanlı olmam gerektiğini ve doruğun herşeyi istemesi karşısında onun iyiliği için hayır demeyi öğredim.Ama doruk çok hareketli bir çocuk(maşallah).bu biraz beni zorluyor.sürekli keşfetme modunda.dolaplar, çekmeceler...sonuçta ev , çalışma hayatı.. daha pratik ve organize olmam gerekiyor...

Sonrasında konuşmadığı için endişe ettiğim doruk paşa maşallah bülbül kesildi..evde sürekli bana sibel,hatun, yada annesi diye hitap eden babasını örnek alıp " annesi" dedi uzunca bir müddet.şimdi daha yenice"anne, anneciğim" diyor.tabi ben çok mutlu...

arada annane ve üpbaba(büyükbaba) ile yapılan antalya tatili...genel olarak güzeldi.ama nedenini anmadığımız bir şekilde doruk kucaktan inmedi. anne ve babadan bir an olsun ayrılmadı.oysa ananesi uzakta olduğundan daha fazla vakit geçirmek ve bizede mola olur diye böyle bir tatil planlamıştı ama maaalesef pek yüz vermedi doruk paşa..

Veee son olarak yaklaşık 15 gün önce daha 2 yaşını bile doldurmadan ilk ameliyatımızı olduk...genizeti ameliyatı...

evet mayıs ayından beri sürekli hastalık hali, daha doğrusu nefes alamama durumumuz vardı.artık öyleki gece başında nöbet durumundaydık.
Doruk sürekli normal olarak burnundan nefes almak istiyordu.ama öyle bir zorlanıyorduki sırılsıklam ter içinde kalıyor, ve nefes alırken gögüs kafesi sırtıyla yapışıyordu sanki..o yüzden biz ağzından nefes almasını bekliyorduk yada ağzında nefes almasını sağlıyorduk.ağzından nefes alıncada ağzı kuruyor, öksürüyor sonra tekrar burnundan nefes almaya başlıyordu.tabi ben yine nöbette...bir çok doktora göründük hepsi ameliyat dedi.

Ameliyat için karar verdik ve anestesi uzmanı 3 yaş altı bebeklerde anestesinin ne kadar tehlikeli olduğunu anlattı gayet gerçekçi bir biçimde.bunun üzerine çocuk doktorumuz bize çocuk kulak burun boğaz uzmanı önerdi.hacettepe tıp fakültesinden ömer faruk ünal...uzmanlık alanı küçük çocuklar..hal böyle olunda düştük doktorun peşine ama doktor bey 1 buçuk yıl önce acıbadem maslak hastanesine gitmiş.bende randevu için aradığım kıza durumu anlattım oda prof dr.umut akyolu söyledi.tamam dedik aldık randevuyu gittik.kendiside ameliyat şart dedi.ama bi on gün sonra ameliyata alabileceğini programının dolu olduğunu söyledi.biz kendisiyle tekrar görüşmek üzere anlaştık geldik eskişehire.Eşim tutturdu doktor ömer beye gitmek için.belki ameliyatsız bir çözümdü bizim aradığımız. ve gittik istanbula.o kadar eminizki ii şeyler duyacağımıza deniz bavulu yaptık ordan kaçıcaz ayvalığa.

Ömer farul ünalla ilk karşılaşmamız süperdi.bu kadar ilgili bu kadar açıksözlü bir doktor..bize herşeyi anlattı.maalesef ameliyat dedi oda.ameliyatın basit bi ameliyat olduğunu,ama doruğun çok küçük olduğunu ameliyatı nerde yaptırırsak yaptıralım çocuk bölümlerinin tam olduğu bir yeri tercih etmemizin daha doğru olacağını(3 yaş altı olduğumuzdan), acıbademin devlet ile anlaşması olmadığında ameliyat ücretinin bize çok gelebileceğini,bunun için bir sigorta yaptırmamızın uygun olacağını,böylelikle bir miktar indirim olacağını vs...anlattı ve telefonunu verdi.ameliyat burda olsun yada olmasın herşekilde yardım edebileceğini söyledi.
sonrasında sigorta arayışları falan uğraşırken biz umut beyle görüştük ve kendisi yoğun olmasına rağmen gelirsek araya alıcağını söyledi.biz tam hacettepede ameliyat olmaya hazırlanırken acıbademden aradılar doktor bey şu kadar indirim yaptı.eğer uygunsa şu gün ameliyete alacak sizi dedi.bunu duyan eşim evet dedi ve biz istanbulda genizeti ameliyatı olduk.ve şuan allaha çok şükür iyiyiz.zamanlada daha rahat nefess alıyoruz..
bayağı uzun bir yazı oldu devamıda var aslında ama sonraki yazıya...


SEVGİYLE KALIN...

Pazartesi, Nisan 4

pek bi gayretli:))

benim paşa pek bi gayretli çıktı.
elektrik süpürgesinden tutunda, bulaşık makinesine kadar herbişeyden yakınen ilgili...
tabi bazı teknik hatalar olmuyor değil.örneğin, makineye atılan kirli çamaşırları çıkarıyor, temizleri çamaşırlıktan alıp makineye geri koyuyor...
bulaşık makinesi kirli doluykende boşaltmak istiyor...
elektrik süpürgesi sürekli kapatmak istiyor...vs..
bezlerini çöpe atıyor...
sehbanın tozunu dantel örtü ile alıyor:))))

bu arada saçları kestik 4. kez.ama kuyrukta gitti.anane müdahalesiyle:((


ama çok keyifli oluyor bu anlar...
gerçekten..
bu aralar yine acabalardayım...
bakıcı teyzemizin bilgisi olan bir tane kameramız var.
pek bakmıyorum.çünkü ona güveniyorum.
ama bibakalım dedim.
maşallah hiçbir diziyi kaçırmıyor.haliyle dorukta tv seyrediyor.
yeme içme konusunda hassasım. soruyorum...
oda söylüyor sabah yumurtasının hepsini yedi, şu kadar zeytin yedi vs...
aslında bu onların beraber yedikleriymiş...gördüğüm kadarıyla...
halbuki yemesi içmesi konusunda hiçbir söylemim yok...çoğu zaman kafana göre takıl diyorumistediğini yapıyor yiyor.
üfffffffffff
ne yapmalıyım bilmiyorum...

Cuma, Mart 25

üzüntü.((

merhaba dostlar; uzun süre oldu yazmayalı...
hala bazen kırmızı yazı geliyor ekrana sinir oluyorum...

zor günler geldi geçti...
yakınlardan bir nefes daha durdu , bitti...
eşimin annanesi vefat etti...
pek fazla görüşemezdik.hastaydı,
bakıma ihtiyacı vardı,
o yüzden her ay bir çocuğunda kalırdı, öyle olunca şehir şehir gezmek zorunda kalırdı,
bakıma ihtiyacı vardı ,ama dinçti, dirençliydi,
parkinson hastasıydı...
başka hiçbir sıkıntısı yoktu...vs vs..
açıklamanın anlamı yok,
çünkü artık o yok...

ben çok etkilendim.bütün çocukları yanındaydı son ana kadar.sadece almanyadaki kızı yetişemedi , fenalaştıdığında çağırdılar ama o geldiğinde son bir olsun duyamadı sesini...
feryatları hala kulağımda "ben anneme geldim, sevmeye, koklamaya geldim"
herkes perişan oldu...
ben doruk'a hamileyken önce dedemi kaybettim.canım  dedemi...
yetişemedim gömülmesine bile...

sonra dayımı, en çok sevdiğim beni ençok seven dayımı kaybettim..
o zamna 8 aylık  hamileydim eşim götürmedi bile ankaraya dayanamazsın dedi.çok istedim ama zaten yolculuk yasaktı.
gidemedim
göremedim son kez ikisinide
çok zor oldu dayanması
uzakta, gurbette olmaya lanet ettim
ama benim seçimimdi,kaderimdi ailemde uzak yerler
ama bunları bu kadar zor olacağını düşünememişim
zor gerçekten zor
özlüyorum onları
özlüyorum hayatta olan yakınlarımı
en çokta annemi, babamı çok ama çok özlüyorum...

Pazartesi, Mart 14

daha şimdiden....

bu blog olayı canımın sıkıntısını artırıyor..
yazasım var blog açılmıyor..
sadece bakmak isteğim var blog açık...
bir türlü tutturamadık...

karlar yağdı ama tatil olacak kadar değil...
sonrası buz kesti heryer...
ankara tatil oldu annanemiz geldi koşa koşa...
gurbetlik koyuyor içime, hüzünlendiriyor beni böyle zamanlarda...
2 günde doruk ananesine, ananneside doruğa aşık oldular tekrardan..
ayrılık vakti ben yoktum yanlarında ama çok zor bir veda olmuş her ikisi içinde...
benim içinde zor oldu...2 günde bile her istediğimi yaptı anacığım sağolsun...

ah ah...

bu arada indirimlerden bişeyler alıyorum..
yalnız bedenler hep artıyor..
en son 38 aldım tıkış tepiş oldum ama neyse...
çok kilo aldım bu süt olayı bittiğinden beri , hemde çok...
acil önlem almalı, ama nasıl..

indirim demişken,en indirimlisinden  bir converse buldum paşama(boynerde 22,5lira)...
23 numara , siyah bir  converse..
bir hevesti benimkisi, giymezse hediye verilcek yeri hazırdı çünkü..
mothercare"den 50 lira verdiğim ayakkabıyı sürekli çıkarmaya çalışan, lcw den ev ayakkabısı diye aldığımı ayağına bile sokmayan doruk paşanın, bu converselerinde hakkını vermeyeceğine emindim çünkü...

ama beni her daim şaşırtan paşa yaptı yine yapacağını..
zamane bebeği işte ne olacak?

her sabah kalkılır, üst değiştirilir, bez değiştirilir...anne bezi atmaya gider ve geldiğinde doruk koltukta elinde converselerinin giydirilmesini sabırsızlıkla bekler:)))
hayatı boyunca marka takıntısı olmayan, pazar gezmeye bayılan anne düşünmektedir:,

bu çocuk kime çekmiştir? diye

CEVAP: dayısıııııııııııı

Cuma, Mart 11

hediye var...

bir var bir yok...
yazmayı bırak bakmak bile içimden gelmiyor.
öyle geziyorum yorum bile yazmadan..
keyifsizim..
ama bu hediyeler keyiflendirdi beni...
bence buraya tık tık

Salı, Mart 1

bende yaptım

her ihtimale karşı yeni adresim:
http://keyfisibel.wordpress.com

neden bilmiyorum...

içim daralıyor okuldan geldiğimden beri...
sıkışmışta kalbim, çıkacak yol arıyor...
ağlamak istiyorum ama bağıra çağıra...
duvardan duvara savrularak..
nedenini soruyorum kendime...
yok bi neden
ama
gözyaşım kirpiğimden aktı akacak..
burnum başladı sızlamaya...bunalıyorum
hem de nasıl
....
şuan ilk damla düştü bile...
sezsizce..
doruk var yanımda zaten sessiz olmalı..
inşallah bu sıkıntı boşunadır, nedensizdir....

Pazartesi, Şubat 28

pazar keyfi.)))

sıcak
samimi
bol çocuklu,
bol gürültülü,
bol kahkahalı
ama gerçekten keyifli dost ziyaretleri ile biten bir pazar...
yeni haftaya umutla, mutlulukla bir merhaba...
iyi haftalar...

Cumartesi, Şubat 26

havalar...

en son mim sebebiyle gelmişim, yazmışım.biraz tembel gördüm kendimi.neyse artık o günden bu yana neler oldu bizde buyrun...

eşimin hacıannesini akşam yemeğe aldık .bize kurşun döktü.dualar okudu.benim paşaya nazarlar değmiş dedi.çok gezdirmeyin öyle göz kalır dedi.kurşun döktürme falan pek ne biliyim inanmam demiyorum ama.eskiden babanem nazarotu yakar evin içi harika kokardı.birde dua okuyarak  başımızda tuttardı.ben onu daha çok severim.hoş çok uzun zamandır yapılmadı görmedim ama ...neyse hacıanne bizi bir güzel okudu allah kabul etsin...

okuldan bir arkadaşın babası aniden rahatsızlanıp vefat etti.arkadaş çok kötü oldu haliyle.çünkü 1buçuk sene öncede annesini kaybetmişti. ve bir aile apartmanında oturuyorlardı.artık buranın tadı kalmadı dedi durdu.onu ziyaret ettiğimizde. zor çok zor allah sabırlar versin.
hayat bu acı ve tatlı akıp gidiyor...

bugün arkadaşlarla sinemaya gidecektik.ama biraz önce arkadaşla konuştum.onun bebişi , bizim paşanın kankası hasta olmuş.hastaneye götürmüşler.o yüzden gidemicez. neyse belki yarın gideriz toparlanırsa eğer..
bu aralar tüm yavrular hasta.bizde gecenin herhangi uygun olmayan saatlerinde uyanmaya başladık yine. yok ama benim suçum.gece deliksiz uyuyor dedim durdum.topu topu bir aydır devam eden deliksiz uykular son bir hafta 10 gündür bparamparça. bazen süt istiyor bazende öyle sebepsiz ağlıyor. sanırım azılar mısır patlağı misali aralıksız patlıyor. şu 1 ay içinde 4 azı ve 2 köpek dişi çıktı...dünde ağlama nöbeti geçirdi.resmen nöbet gibiydi 1 saat çığlıkçığlığa ağladı. süt yaptım önce almadı, sonra yarımsaat sonra anca sütü kabul etti.ve 1 saatte uykuya daldı.uyanmak sorun değil ,zaten üstünü örtmek için ben kaç defa kalkıyorum , ama şu ağlaması beni mahvediyor.

bir de dün bakıcı teyzemiz yine arıza çıkardı. biz onunla paraya ihtiyacı olduğu için gayet güzel bir rakama anlaştık. ve bu anlaşmada haftalık evin temizliğide vardı tabiki benim olduğum gün.ama dün ben temizlik yapmıcam sadece çocuk bakıcam dedi. istersem temizlikçi bulabilirmişim, yada başkasını bulurmuşum.
ya ben abla dedikçe, yavrum daha yeni yeni alıştı diye mutlu oldukça.bu yapılırmı.

bebekler zaten zor alışıyor yabancıya yani bu kadar rahat nasıl söylüyor yenisini bul diye anlamıyorum.ne yapmalı bilmiyorum. daha doğrusu yıl sonuna kadar idare edeceğiz.tekrar yeni birini bul, Doruğa alıştır, Doruk ona alışsın. alışana kadar her sabah ayaklarıma sarılsın "gitme" diye, ağlasın ....yok yok artık buna dayanamam en azından bu sene dayanma kontenjanım bitii.

artık seneye yaşacağız yine aynı bakıcı bulma sendromunu...hayırlısı...
buralarda hayat böyle.eskişehir güneş gösteriyor haftaiçi,biz harıl harıl çalışmak zorundayken...şimdide soluk , renksiz,içimi sıkıyor vallahi...

hava nasıl olursa olsun haftasonunuz harika geçsin:)))))

Çarşamba, Şubat 23

mim mim mim

evet mimlendim.evet mutluyum, evet heyecanlıyım.
bu sefer bir mucizem var mimlemiş beni.çokkk teşekürler arkadaşım. diğer bloğada gelmişti aynı mim.o yüzden biraz kopyala - yapıştır olacak ama artık idare edin beni...olur mu...
işte cevaplar...
-Gün içinde, eğer gerçekleşirse şok geçireceğin şey?


benim paşa ıhhh- ıhhh demek yerine " annem- babam beni kucağına al "dese büyük şok olur.Birde babamız kendiliğinden "hanım hadi oğlana ben bakayım da sen bugün gönlünce gez, toz, eğlen" dese daha da büyük bir şok olur benim için...(paşa konuşur ama babamız bunu hayatta söylemez bence..)

-Gördüğün zaman, eğer almazsam uyuyamam dediğin şey?



çanta ve ayakkabıda çok fenayım.ama ekonomi yapmalı, koycak yer yok diye hesap yapmaktan dolayı vazgeçerim.ama uykularıma girer mi girer vallahi...


-Uğruna diyetini bir kalemde bozduğun şey


diyet yapmadım pek. ama dikkat ettiğim zamn bile o kare bitterlerden hep yedim durdum.tabiki çikolata ve tatlıdan asla vazgeçemem...
-Uğurun var mı, uğurun?
yoktur öyle takıntılarım.ama herşeyim ikinci denemede olur. o yüzden 2 sayısını severim. ama kaçıncı 2 oldu tutturamadım sayısalı:))


-Kendine en yakıştırdığın renk?


maviyi çok ama çok severim.paşanın paşa olduğu bile belli değilken aldığım tüm eşyaları bebe mavisiydi.kızımda olsa mavi giydirirdim herhalde.bir de bu aralar mor hoşuma gidiyor...


-En sevdiğin takın?


takıyı başkasında beğenenlerdenim. ben pek takamam.ama yüzük çok severim...


-Takıntın?


ilgi göreyim, beni arasınlar, hatırlasınlar isterim. özellikle eşim tarafında sürekli ilgi ve şefkat göreyim isterim.




-Bavulum çoktan hazır, gitmek istediğim şehir, ülke


şöyle masmavi denizi, sıcacık günesi olan ben diyeyim maldivler, sen de uzakdoğuda hergangi bir egzotik ülke...kabulum yani yeterki gezeyimmm


-Ben bu şarkıyı duyunca şakırım?


hemen hemen tüm eski şarkılarda şakırım...
sezen klasikleri, 
erol evginin "bana sor"u,
şebnem ferahın şarkıları...



-.Solunda ne var?

solumda doruğun biraz önce üstüne basıp, ayağımı acıttığım puzzle parçası var...
 

bende bu mim isteyen herkese gönderiyorum. özellikle isim yazmamamın sebebi çok arkadaş yanıtladı takip ettiğim kadarıyla...o yüzden isteyenler hadi bakalım sıra sizde...

Pazartesi, Şubat 21

haftanın sonu:.))

evet haftanın sonu harika ve yorucuydu..
cumartesi babamızı zar zor ikna ederek okuldan arkadaşın evini hayırlamaya gittik
tek kelimeyle süperdi ev.esparkın karşısındaki yüksek binalarda.sıfır bir ev.harika oluşturulmuş odalar.ve de çokk zevkli döşenmişti.zaten arkadaşım çok zevklidir.çokta güzel hazırlanmış.bende destek amacıyla ilk defa muhalebili kadayıf denedim.güzeldi..
akşam arkadaşlar geldi.sonra bir aile daha.bol çocuklu ama o kadarda keyifliydi.böyle misafirleri seviyorum.hepimizin aynı yaşlarda çocuğu var ve bu yüzden halden anlıyor vede kusurlar görülmüyor.
pazar günüde bizx arkadaşlarlaydık.çocuklar olunca bizde sinema , tiyatro, kafelerden biraz ayrı kalınca. çözüm ürettik.beyler gitti bu hafta sinemaya, vbizde haftaya inşallah.ne yapalım can çekiyor böyle sosyallikleri.
akşam arkadaşlarda yenen yemeğin ardından, yeteneksizsinizin izledik.tabiki tek amacımız şu iranlı çocuğun ne yapacağı idi. gerçekten donduk kaldık.süper bir şovdu..

yorucu ama inşallah güzel bir hafta bizimle olur.öptümmm

Cuma, Şubat 18

tadı damağımda kaldı...

biz yani eskişehir  nurturina anneleri olarak buluştuk.

odunpazarı evleri altıhandaki hacer hala da harika bir yemek yedik..

aramıza yeni katılanlar vardı.ama bence onları biz daha önce tanıyorduk.

çünkü kahkaha dolu sohbetler çokk tanıdıkdı.

şeker mi şeker arkadaşımız elifin fikriydi bu öğlen kaçamağı...

valla mantınında , sohbetinde tadı damağımda kaldı..

ne sohbete nede bu güzel dostlara doyulmuyor..

iyiki varsınız , iyiki tanıdım sizi...



not:hacer halada mantı ve içli köfte süper.şiddetle tavsiye ederim...

Çarşamba, Şubat 16

bugünlerde.....

eskişehir çok ama çokk soğuk......

herkes ya öksürüyor, ya üşüyor, kısacası herkes hasta....

ben keyifsizim,nedensiz......

babamız pek keyifli ve ilgili ve şefkatli nedense.......

ben bu durumu akşamları kullanan hain sevgili....

doruk ise  4 dişi(biri köpek 3ü azı) aynı anda çıkartıp büyütme sıkıntısında huysuz mu huysuz.....

bugünlerde bizim buralarda hayat işte böyle (herşeye rağmen ) güzel....

Pazartesi, Şubat 14

kutluyorum...

sevgiler gününüzü;
veeee
kandilinizi kutluyorum....

bütün güzellikler, kırmızı güller, tek taşlar, 5 taşlar artık gönlünüzden ne geçiyorsa sizin olsun ...
tabikide

dualarınız kabul olsun....
(2 özel günü anca böyle bağlayabildim.))

Cumartesi, Şubat 12

bitti:((

evet koskoca tatili bitirdik.
üzgünüm...

alışmıştım tembelliğe..

aslında tembellik kısmı annemler varken oldu..
çok eğlendik..
gezdik alışveriş yaptık doya doya..
hamama gittik paklandık..(ana-kız pek bi seviyoruz bu hamma işini.)
dorukun iştahı arttı kalabalığı görünce...
büyükbabasıyla şımardı da şımardı..
çok mutluydu...
sonra babamız hasta oldu...
en keç,isinden grip oldu.babamız az hastalanır ama çok nazlı ve zor bir hastadır. neyse babam -annem toparladılar onu...
bizi...
evimizi...
yaaaaaaaaaa çok özledim.böyle oluyor herseferinde geliyorlar neşe, şamata, saadet sonra gitme zamanı anlıyorum ki ben gurbetteyim.anam babamdan ayrı yerde yaşıyorum.gurbet çekiyorum ah ah...
salı akşamı gittiler...
hernekadar evimizide toparlasalarda beni dürdenler dürttü...
zaten babamızdan dolayı terlemekten dolayı sürekli değiştirilern çamarşılardan sıra geldikçe perdeleri attım, çarşaflar., oğlanın yeni cicileri derken günlerim çamaşır yıka, as, tak, kurut, topla, ütüle modunda ilerledi.arada camlar, dip köşede elden çıktı..ama bende ne bel kaldı nede hal...

babamız elinde çay evin içinde her türlü taşımacılık yapan doruk paşaya "baktı".tabiki alt değiştirme ,üst değiştirme, yemek yedirmelerde yine ben devrede...
yani halhasır kalmadı bende çarşambadan beridir yaşam şeklim budur.merak edenlere duyurulur.
bir tatilide burada sonlandırıken bebelerin totosundan, küçüklerin gözlerinden, analarında helal olsun bazında alnından öpüyorum...

Cumartesi, Ocak 29

karlar düşer...

pek bi klasik oldu başlık.ama içimdeki heyecan, coşkuda her kar yağdığında oluşan bir klasiktir esasen.
eskişehir bembeyaz başladı güne...
meraklıyımdır kar manzarası izlemeye, biran önce gidip kartopu oynamaya, sebepsiz bir huzur bulmaya...
özellikle ağaçlardaki karlar çok hoşuma gider.çocukken nasıl duruyo diye çok kafa patlatmışımdır. çatıda , ağaçlarda nasıl durur bu kar diye...
çocukken demişken deli annem parmak basmış bu konuya...mutlu çocukluk geçirmek ne demektir.işte çocukluğumda mutlu olduğum ritüellerden biridir. kar yağar ve biz bütün bi aile(zaten topu topu 3 , on yıl sonrada 4 kişi olmuş aile)iner kartopu oynardık. özellikle yılbaşında yağarsa kar saat 12 ye (uyumazda ayaktaysam)tuttururdum kartopu oynayarak girelim diye.bütün yıl ben oynayayım hesabı.
hele ki bir gece ertesi günün okullar tatil olacağı alt yazısını tv de okur okumaz inmiştik 4 kişilik koca aile saatlerce oynamıştık karlar içinde...neyse anılar işte..

halada mest eder beni;bembeyaz çatı manzarası yada ağaçlar...
 ve ben her kar yağdığında ki(bu sene böylesi ilk eskişehirde)inip oynayalım diye tutturdum. ışın hızıyla hazırladım kahvaltıyı.sonra üplettik mamaları.((ittire kaktıra tabiki)
sonrasında babamızı ikna turları..
yok çocuğu hasta edecekmişim....
yok ne işimiz varmış...
sonra binbir naz niyazla indik aşağıya. ön taraf esiyordu.arka bahçeye geçtik.
sonra büyük an geldi.doruk paşa ve kar buluşması...

yok sevmedi bizimki, korktu ağladı.yürümek istemedi karlar içinde.
sonrasında kardam adam kılığına bürünmüş ağlayan çocuk pozları çıktı ortaya.buyrun bakalım...






 yazıma burada son verirken.bizim balkondan görünen kar manzaralarıyla sizi başbaşa bırakıyorum.



 mutlu tatiller....

Cuma, Ocak 28

sonunda.)))

eskişehirde şimdi lapa lapa kar yağıyor.
evlerin çatıları, arabalar, yollar bembeyaz...
tam anlamıyla çocuklara tatil olcak gibi...

Perşembe, Ocak 27

elde kaldı 1...

evet son 1 gün kaldı ara tatile...

cumarteside annemler geliyor.
en az 2 filme gitmek var planlarımda,
hamam keyfi annemle illaki...
dışarıda balık keyfi olmalı...
ve tabiki alışveriş özgürcee...
belki babamızla kaçamak bir canlı müzik keyfi...

bu saydıklarım rüya tadında planlarım...
rüyalarım gerçek olur inşallah...

Çarşamba, Ocak 26

garip:((

dün akşmdan beridir kafamı taşıyamıyorum.inanılmaz bir ağırlık var üstümde.


arkadaşlardaydık.duramadım ağrıdan çıktık geldik.

uyku alır nasılsa dedim ilaç almadım. zaten hamilelikten beridir mümkünse pek kullanmıyorum ilaç.

yok sabah kalktım hala aynı.



bu arada azıcık kar vardı eskişehirde.

ama ayazı çoktu bu sabah yine.

alışamadım hala bu şehrin havasına.

ankara ayazını yediğim halde buranın ayazı başka...

neden acaba?

özledim ben ankarayı ya hemde çokkk...



15 tatilde gitmek vardı ankaraya ama ankara taşınıyor buraya.

annemler gelicek.

belki özlem azalır biraz..

neyse bugün ben bi garip,

eskişehir bir garip...

yine nefes alıyoruz ya buna da şükür olsun...





güzel bir gün olsun hepimize...

Pazartesi, Ocak 24

bugünlerde...

bugünlerde biraz daha iyiyim.en azından güzel şeyler oluyor hayatımızda.

öncelikle cumartesi günü  eskişehir anneleri buluştuk yazmıştım. gerçekten tadı damağımızda kaldı.ama resim eklemeyi unutmuşum.o günden maalesef tek kare.

çocuklar olmadan çocuk muhabbeti bu kadar mı keyifli olur.

pazar bütün gün evde oturmakla ve notla ilgili işleri halletmekle geçti.her yıl ben büyük ve kesin kararlar alırım.ilk dönem öğrencinin hakkı ne ise o, bir puan işlemez benden derim.
bu senede öyle dedim.
ama işte bazı 1 ler oldu yine 2.ben kararlı ve yine vicdan yapan öğretmen oldum.neyse inşallah kıymetini bilirlerde 2.dönem daha çok çalışırlar.

veeeeeeeeeeee
bugünnnnnnnnnnn

süperdi.normalde pazartesileri gelmeyen bakıcı teyzemize rica ettik.geldi.benim organizede işletme gezmem gerekiyordu.o yüzden sabahtan doruk paşayı bıraktık teyzemize.ben ve canım kocam önce güzel bir kahvaltı ettik. sonra organize işini zar zor hallettik. sonra 1 saat espark gezisi.
ve kahve dünyasında keyifle içilen kahveler ...

haftaya anca bu kadar güzel başlanabilinirdi.inşallah güzel bir hafta bizimleolur.


daha devamı var bitmedi.
benim eve gelmemi uyuyarak bekleyen ve her ne hikmetse kokuma uyanan aşağıdaki biricik aşkım;
canımın içi doruk paşa,

 pek bir huysuz paşa oldu bugünlerde.her denileni gayet güzel anlıyor(maşallah)
yaramazlık yapacağı zaman yüzünde muzip bir gülüş beliriyor,
hayır yapma anneciğim dediğimde de ağzı dolu dolu aynen böyle sayıyor:)))
henüz söylediklerinden birşey anlamayan ben.bu küçük adama kızmayı unutup yemeye başlıyorum.

küçük adamım yerim seni:)))))

hediye isteyen??

süper hediyeler var.
hediye isteyenler buraya tık tık

Pazar, Ocak 23

kaçamak

evet tam anlamıyla kaçamaktı.tarihi odunpazarı  evlerinde yer alan beyzade cafede beni bekleyen hiç tanımadığım dostlarla bir kaçamak yaptım.her nekadar buluşacağımız yeri bulmak için odunpazarı evlerini tavaf etmem gerekse buna değdi.

nurturia eskişehir anneleriyle buluştuk.3 saat boyunca sohbetler ettik.
çoook şeker annelerle tanıştım.
çoook şey öğrendim. en önemlisi yalnız olmadığımı öğrendim.

doruk beyi büyütürken yaşadığım sıkıntıların sadece benim değil birçok annenin sıkıntısı olduğunu öğrendim.
ilk defa tanışsakta ortak umutlar, ortak sıkıntılar,ortak telaşlar ne kadarda tanıdıkmış bunu gördüm.
en önemliside şu son zamanlardaki huysuzluğuma ilaç oldu tam anlamıyla.

tekrarına niyetliyiz.

Perşembe, Ocak 20

kızdım hemde çokkk...

evet kızdım yada kızgınım.kime;
kendime...
nedenlerini çok düşündüm.ama insanın kendini eleştirmesi bazen çok zalimce oluyor.o yüzden hepsini yazamayacağım.ama bildik şeyler.

evet bebek sahibi olmak inanılmaz büyük mutluluk,hatta bana göre en büyük aşk...ben gerçekten aşığım yavruma.belki doğru belki yalnış ama durumum bu doruk paşaya karşı....bu yüzdendirki çok düşüyorum üzerine.günde sürekli arayıp ne yedi, ne içti, altı değiştimi, keyfi nasıl....sorular sorular daraltıyorum bakıcı teyzemizi.allahtan beni anlıyor, hak veriyor.gık demiyor kadıncağız. sadece biraz daha rahat olsan  dedi. sen çok yıpratıyorsun kendini.
evet haklı çok yıpratıyorum.arkadaşlar var.konuşuyoruz.benim gibi dakka başı arayan yok, sosyal hayattan kendini soyutlayan yok.tabiki merak ediyorlar ama benim kadar yapmıyorlar. daha rahatlar.sinemaya gidiyorlar, hemde eşleriyle.ki benim en son sinema olayım buz devri 3 ve ben 8 buçuk aylık hamile hatun kişi bu filmden etkilenip bebeişime şeftali ismi koymayı düşünebilir durumdaydım.yada neyse...
kesinlikle onları eleştirmiyorum.hatta gıpta ediyorum.yani biraz daha rahat olsam keşke diyorum.

ilk bakıcı teyzemizi benim ders saatlerime göre çağırdık. yarım gün olduğum gün.okuldan çıkıp gidiyordum hemen eve.biraz  geç kalsam( ki ozaman teyzemizin suratı sirke  satıyordu  zaten.yada extra para lafı geliyordu) en fazla 1 saatten fazla olmuyordu.sonrasında ben panikoluyordum zaten niye dışarıdayım diye.

şimdiki teyzemiz haftanın dört günü geliyor ama ben yine okuldan çıkınca çok ta oyalanmadan eve dönüyorum.sonra niye gezemiyorum, yada bunaldım, daraldım tripleri eşliğinde hem kendimi hemde babamızı kasıyorum resmen.

bu panik, pimpirik halimi biraz frenlemek istiyorum ama olmuyor.sonrasında da  salıyorum kendimi hem de kendime çoook kızacak kadar.bu kısır döngü zinciri nasıl kırılır, ne yapmalı bilmiyorum.ama bebeğim doğduğu andan itibaren ve 1 yaşına kadar evde sadece kendim baktığım süre ve sonrasında hala bebeğime en iyi ben bakarım. onun huyunu suyunu sadece en iyi ben anlarım durumundayım.sanırım umutsuz vaka olma yolundayım....

Pazartesi, Ocak 17

pazartesi..........

sadece yarım saat uyuyan ve yarım kase çorbadan başka birşey yemeyen,
ve sürekli kucakta gezmek isteyen paşayla kocaaaa bir pazartesi.......

yoruldummmmmmmmmmm
ama mutluyummmmmmmm
hayat seni seviyorummmm

Pazar, Ocak 16

aynı...

bende aynı ruh durumları geçerliyken.babamız duruma el attı.
indirimler de başlamış gel gidelim bişeyler al sen dedi..
evet süper indirimler başlamış.özellikle yeşil süperdi.incide hala bişey yok...

bir bot aldım.birde çizme alıyordum ki daratma yapmıyorlarmış.bende uğraşamam diye düşündüm.

ekol  de güzeldi.zara da pantolon beğendim ama deneyemedim.
sizin vaktiniz varsa bir bakın derim.indirimler süper...

bu gezme sırasında 3 saat boyunca ben yürücem allah yürücem diyen bir paşa vardı ki sormayın. halimiz kalmadı...

Cuma, Ocak 14

zor günler, solan güller...


kafam karmakarışık.durumlar daha da karışık...

duygularım darmadağın..

bir darbe daha geldi hayattan...

ummadığım bir köşeden...
yoruldum...
ama ağlamak yok artık...
giden gider...
kalan canımın içindedir ...


sadece...
sadece...
ağlama duvarına ihtiyacım var...
en büyüğünden...
en beyazından..
en en en...

ama söz verdim ağlamıcam...
sadece neden karıştı durumlar, duygular,rüyalar...
anlatıcam...
haykırıcam...
dökücem içimi...
ama asla asla ağlamıcam işte...
canıma değsin:))

Pazartesi, Ocak 10

güneş_gezme

güneş ısırırken  eskişehiri biz gezmelere gittik oğluşla:))

güzel bir sohbet ve bolgürültülü ve ağlamalalı ve oyuncaklı bir öğleden sonra bizi bekliyordu.

 uykuyu kaçırdık bol bol oynadık.eve gelmeye dayanamadık.

paylaşmayı öğreniyoruz yavaş yavaş.ama beraber oynama konusunda cıkkk.freee takılıyor bizimki...

Cumartesi, Ocak 8

buzzzzzzzzzzzz 2)

eskişehirde sabah 9buçuk itibariyle arabalar buz tutmuş bir haldeydi.
doktor kontrolü doktorumuzun acil ameliyatı sebebiyle ertelendi.zaten sonuçları gösterecektim.anladığım kadarıyla çıkan sonuçlar iyi çok şükür.

sonrasında kuaför olayı ve yaklaşık 2 haftadır bir türlü denk gelip görüşemediğim canım arkadaşımla kahve keyfi yaptım .çooook iyi geldi.tabi gözüm telefondaydı.baba-oğul evde olunca her an hadi gel artık telefonu gelebiliyorda...

eve geldiğimde uyku saatini kaçırmış ve mızmızlığı tavan yapmış bir doruk ve onu sakinleştirmek için her yolu deneyen yorgun bir baba vardı. uyku saati kaçtığında gerçekten ne yapcağını bilemeyen, hiçbirşeyden mutlu olmayan bişr çocuk oluyor doruk paşa...bütün bebekler böylemi acaba...

saat 4te artık yoruldu ve uyudu. tabi babada yanında sızdı resmen.ben günlük ev temizleme işlemi(ki 2 saat sürdü)nden sonra tam kahvemi yudumlamak niyetindeydimki paşam uyandı.

her hastalık sonrası huy değişir derler ya.bu son hastalık sonrası gerçekten huyumuz oldu huysuzluk.kendini yerlere atma gibi son derece kötü bir huy edindi küçük adam...
evet evet tam bi küçük adam oldu.artık verdiği tepkiler bizi şaşırtır oldu.
evet evet tam bir küçük adam oldu yemek seçen, kendi düzenini oluşturan çoook yenilesi bir küçük adam oldu...

küçük adamım iyi varsın .....

Çarşamba, Ocak 5

buzzzzzzzzzzzzzzzz

eskşehirde hava tam anlamıyla buzzzzzz.

sabah biraz hava çarptı sanırım başım ağrıdı öğleden sonra....

neyseki bebişim sıcak evde..

 güvende..

huzurluyum...

mutluyum..

Salı, Ocak 4

yupppiiiiiii

iyileşmişiz.doktor amca hasta olmayın.3 ay sonra rutin kontrole gelin dedi.

yuppiiii iyileştik.

kontrol

birazdan çıkıcaz doruğun kontrolü var.umarım hastalık hali tamamiyle son bulmuştur.

yeni yılın ilk günü hamam keyfi yaptık annemle(eskişehirin meşhurdur)ondan beridir tek kulağım tıkalı, bugün çocuklara yaşlandığımı biraz yüksek sesle soru sormaları rica ettim.inşallah bu yaşlılık kısa sürer..

doktor çıkışı mutlu olursak egemenlere gidicez çay içmeye...
program güzel en azından haftaiçine göre...

öptümmmmmm...

Pazartesi, Ocak 3

yeni yıl

bu yıldan çoook beklentim var...
öncelikle sağlık, hem bebişime hemde herkese...

çoook mutluluk,
çoook aşk,
çoook huzur,
çoook arkadaş ama daha çok gerçek dostluklar,
çoook kalabalık( evimiz çoşsun, gelen giden herşey bereketiyle bol bol olsun)
çoook para(  çoook iş güç olsun parada öyle gelsin)
çoook iyi gelen uğraşlar, öğrenmeler, bilgilenmeler(kısacası beni dinlendiren,keyiflendiren bir hobi)


çoook mu şey istedim bilmem ama çok istiyorum bunları çook ama çoooooooooook.....

Cuma, Aralık 31

:))))))))))

                                            MUTLU YILLAR....

Çarşamba, Aralık 29

yapraklar döküldü

paşamın yeme,içme, altını 3 defa değiştirme(1 saaat içinde)aktiviteleri arasında izledim.
yapraklar döküldü,

daha güzel olabilirdi sanki,
daha vurucu olmasını bekliyordum...

neyse iyi geceler...

kendim çalıyorum, yine kendim dinliyorum:(((

evet galiba burası sadece bana ait.
yani evet öyle ama anlattıklarım bana ait anlatılar ama ama ama

bazen bir ses bir nasihat bekliyor gönül...
bir geçmiş olsuna ihtiyaç var mesala bu aralar...
ailecek hastayız...

doruk paşam hasta, anne dahada hasta, baba ayakta kalma telaşında...
neyse yılbaşına 2 gün kala...
ben yaprak dökümünü izlerken, doruk mutfağı dağıtır dağıtır,,
baba çekirdek keyfinde ...


bugüne not düşelim (hatırlatsın bize günlük)
anni diyen doruk iyice annici oldu,
kabak çeğirdeği ile tanıştı...
boza içti...
neden olduğunu anlamadığım bir şekilde ilk defa bu kadar kötü pişik olmuş(bakıcı teyzeye 2 saatte bir bez değiştirilmesi gerektiğini hatırlatmalyız galiba...)

neyse günlük görüşmek üzere...

Cumartesi, Aralık 25

haaaapşıııııııııııııı:(((

tek kelimeyle budur durumumuz.
hafif ateş vardı dişler geliyor dedim.
hapşırdık olur dedim.
şimdi takır takır öksürüyor, hapşırıyor,
sürekli kucak istiyor, burnu çooook akıyor,

oooooo evet paşam hasta oldu.
broşit başlangıcı dedi doktor amca .
10 güne kadar geçmezse iğne dedi...
bende aldım payıma düşeni paşadan,

ana oğul hastayız.

benim canım sıkkın, canımın içi hasta,
böyle yeniyıla nasıl hazırlanırız allah bilir...

Pazartesi, Aralık 20

kereviz aşkı:)))

bizim paşa pek bi paşa oldu çıktı.
canının istediği , hoşuna giden pütürlü gıdaya  itiraz yok ama ağzının tadına uymayanı ağzında tutmak yok..
bu durumda uzmanlık sorumuz şudur ki;
 paşa katı gıdaya geçmişmidir?

cevap : eğer yemekler kereviz, patates, havuç, soğan ise geçmiştir.ddeğillerse geçmemiştir.

şaka bi yana evimizde pek kendisini misafir etmediğimiz kereviz şuan baştacı konumundadır.
şöyleki mandalina suyu ile yapılan unlu suda bekletilmiş zeytinyağlı kereviz yemeği tarhana çorbasını tahtından ederek favori yemeğimiz haline gelmiştir.

bu duruma babamız pek bi manidar bakmaktadır ki kendisi kereviz sevmeyen bir şahsiyet.

işin kötüsü benim doruk için yaptığım ama doruğun yemediği yemeklerin tadına bakıp ben olsam bende yemem.oğlum ben ne yersem onu seviyor tezi bu hafta itibaren porsuk nehrinin bir türlü yeşil olamayan sularına gömüldü.

bu işi bir yana bırakırsak kerevizin yeşil yapraklarının şifasını duyup tarifler deneyen ben,ipek hanımın tarifinde ağız tadını tutturamayıp, ıspanak usulu uydurmasyon bulgurlu kereviz yaprağı yaptım ki sormayın.pilav niyetine yemeğin yanında yuttu doruk paşam.

artık eskişehir ekolojik pazardan ve ipek hanımın çiftiğinden kerevizler her hafta alınıp, pişirmesi bizim evin yeni görevi.

herkese mutlu akşamlar ......

bizden haberler....

bizde haber çoookaslında hangisinden başlasam..
paşam özgürlüğünü iyiden iyiye ilan etti alip başını geziyor her yeri.

bügüne özel notu ise: ilk defa koltuğa kendi çıktı ve mandalina keyfi yaptı.
saçlarını 3. dür kes,iyoruz yediği herşey saçlara gidiyor zannımca...

bakıcı teyzemize güle güle dedik. doruğun korku olayı had safhaya ulaştığından küçük kamera olayıyla araştırmaya daldık.evet şu geliyor, bu geliyor tarzı korkutmalar.sürekli tv izletmeler.(bu konuda çoook şey söylemiştim kendisine), ayrıca bizimle ilgili kötü kötü konuşmalar.(az olsa insan ekmek yediği yere saygısı olmalı di mi ama.)

son olarak kendisine yarım saat geç kalabileceğimi söyleyince doruğu bırakıp gitmekle tehdit etmesi bardağı taşırdı.bilmiyorum ama bu sebepler gayet yeterli idi. şimdi yeni bir teyzemeiz geliyor. alışma devresi inşallah kolay atlatırız bu dönemi...

bu aralar uyku modundayım sürekli yorgunluk. hiç yeniyıl moduna giremedim nedense.bu hafta biraz toparlanmak lazım.

bizden haberler böyle:)))
bu arada yarın herşey güzel olur inşallah...
her kanalda 21 aralık flaş flaş modundalar hayırlısı artıkkkk....


öptümmmmmmmmmmm.

Pazar, Aralık 12

veee kazanan???????????

evet ben kazandım. ilk defa bir çekilişten bir hediye kazandım.

gerçekten hayatım boyunca milli piyangoda dahil, sayısal, süper lotoda 3bilen bile olamayan ben  pandora seramiğin yeni yıl hediyesini kazandım.

hediye almayı hediye etmekten daha çok seven bu bünye şuan çooook mesut ve heyecanlı...

bu soğuk, donduran eskişehirdeki oğluşla yapılan tembel pazar günümü tembel ve çoook mutlu gün yapan pandora seramiğe teşekkürler.....


mutlu ve sıcacık bir pazar dileğiyle...(allahım dışarda olmak zorunda olanlara sabır ve güç ver yarabim)

Perşembe, Aralık 2

yeni yıl hediyesi isteyen;

muhteşem hediyeler dağıtıyorlar  yeni yıl münasebetiyle. hediyeler şahane şansınızı deneyin derim.

bol şans:))).....
 burdan buyrun

dikkat bebek yürüyor...

                             

evettt yürüyoruz artık. yaklaşık  1 aydır tek parmağımızı esir alarak evi tavaf eden paşam.şimdi özgürlüğünü ilan etti.
aslında 15 aylık olmuş bir koca bebek için yürüme haberi geç kalınmış bir haber ama neyse.buna da şükür....
geç olsun güç olmasın dimi  ama..
tabii bu mutlu ve güzel haber sadece biz karı-koca çekirdek aileyi çooook mutlu etti.anane ve büyükbabanın tepkisi(hele şükür tembel paşa....)şeklindeydi.
neyse biz yürüyoruz.

evde dikkat paşa yürüyor nidaları içinde koruma önlemleri hat safhada mutlu mutlu yaşıyoruz.

                                                          ayvalık hatırası

Çarşamba, Aralık 1

PANDORA DAN HEDİYELER




PANDORA SERAMİK yeniyıl hediyeleri hazırlamış bizim için.ben de talibim bu hediyelere ... sizlerde şansınızı deneyin derim...
hepinize bol şans...

Salı, Kasım 30

:(((

iş hayatı çoook acımazsızmış bunu anladım.yada hatırladım.
çoook kırgınım.
çook üzgün.

Pazartesi, Kasım 29

deneme 1:))

merhaba sevgili günlük;
geçen gün arkadaşlarla beraber çıktığımız eğlenceli akşam yemeğini anlatmıştım ya bazı detayları esgeçtim. örneğin bir arkadaşım yemeğe bizim paşadan 2 ay küçük oğlu ve 4 yaşındaki kızınıda getirdi.
gittiğimiz yer gürültülü, sazlı sözlü hesabı bir yerdi ve biz cesaret edememiştik pşayı götürmeyi.
ama arkadaşa helal olsun, tabiki gece boyunca annesini ve babasını üzmeyen ardaya helal olsun.

arda yürümeye geçmiş ancak o kadar hevesliolmayan uslu bir bebek. bizim yürümeyi  tek parmak desteği ile yavaş yavaş çözüyoruz ama iki dakka yürümeden de duramıyoruz.yani biz paşayıda götürseydik tavaf ederdik tüm restaurantı.ama arkadaşım cesaret verdi bana bu konuda ve bende dün yakınımızın düğününe çekirdek aile kadromuzla katılmaya karar verdim.

ilk düğün katılımımızdaki paşa notları;
1--- gürültü korkuttu bizi yarım saat ağladık.
2--- kalabalı  ve bir yığın değişik yüz görmek utandırdı, babanın omzunu siper ettik 1 saat.
3--- halamızı hatırladık, ve onun kucağına gittik önce, sonra hala bütün akrabalarla tanıştırdı,
4--- tabiki ısınma turlarından sonra yürücem allah diye tutturan bir paşa ve imdadımıza yetişen tabiki yine hala....

sonuç;
evet paşayla bu ortamlara gidilebilinirmiş.ama yavrumun ilk 45 dakka yaşadığı korku, ve ağlamaları beni çok üzdü.yürüme olayını iyice çözersek daha rahat edebiliriz sanırım.

bebekli hayat kısıtlamalı birhayat değil biliyorum ama bebeğimin korkma, ürkme gibi tepkileri beni biraz üzüyor o yüzden ben çok kasıyorum sanırım ama neyse.
deneme 1 fena sonuçlanmadı.2.de daha iyi olur  inşallah...

Cumartesi, Kasım 27

harikaaaaa:)))

harika bir gecenin sonu paşayla birlikte herkesin uykusu gelmesiyle saat 11 civarı bitti. arkadaşlar daha oturuyordu.
neyse..
buda yetti kafa dağıtmaya..
sabah hafif yorgunluk vardı.
paşa annecikle babacığı düşündü ve 9 buçuğa kadar uyumamaıza izin verdi....
sonrasında aynı tatlı telaşlar..
şimdi paşa ve babası uyumaya çalışıyor annede günlük işlere başlaşam mı diye düşünüyor.
hala düşünüyorrrrr...

hayat seni seviyorum ve şükürler olsun halimize...

Perşembe, Kasım 25

uzunnnnnnnnnn biraradan sonra biri ilk:)))))))

yarın paşamı halasına vbırakıp akşameğlencesine çıkıcaz arkadaşlarla beraber. bu bizim özlem duyupta paşasız olmaz dediğimiz. bir durumdu. halamız ve damadımız kabul ettiler.ben pek bi heyecanlıyım. kurtlarımı dökmeye, kocitoyla dans etmeye pek hevesliyim(hoş bizimki bu karelerden pek hoşlanmaz ama neyse:)arkadaşlarla birlikte yenecek olan bol sohbetli akşam yemeğide özlediklerimizden tabiiki...allahım ben çok mu abartıyorum, yoksa bebekli hayatta böyle kısıtlamalar yaşayan varmıdır bizim gibi...gideceğimiz yer karabayır esbahçe.bizim için yeni bir yer hadi bakalım.

paşama bakacak olan halası olmasydı pek sıcak bakmazdım bu işe.çünkü paşa halası gerçekten çok seviyor ve iyi anlaşıyorlar.umarım çok güzel bir akşam bizi bekliyordur.

Salı, Kasım 23

ben bir öğretmenim

evet belki doğuda, yada köyde zor şartlarda çalışmadım.bilmiyorum oraları va şartları ama büyükşehirdede öğretmen olmak zor biraz.heleki anne-baba ayrılığı yaşamış,annane,babane elinde büyümüş yada büyükşehir nimetlerinden bolca nasiplenmiş ele avuca sığmayan.büyüğünü küçüğünü saymamayı büyümekle bir tutan.anne yada babasının hocam biz dinletemiyoruz siz birşey yapın demeye mecbur eden, "evladım bu böyle olmaz,saçını topla, makyaj yapma "diye söylediğimizde beni kıskanıyor, sözleriyle taciz ediyor diye 30 yıllık eğtimciyi (idarecimizi ve kendisi emekli oldu hemen)milli eğitime şikayet etmeyi hak hukuk sayan öğrencilerin çoğunluk olduğu bir okulda öğretmenim.ama yinede mesleğimi seviyorum.
TÜM ÖĞRETMENLERİN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM.

(BU VE BUNA BENZER DURUMLARI YAŞIYORKEN TOPLUM ŞARTLARI VE VAR OLAN EĞİTİM DURUMLARINI HİÇE SAYAN SÖZDE LİSE DİZİLERİ PROTESTO EDİYORUM.)

Cumartesi, Kasım 20

ankarada bayram;))

vee ankaradayız.bayramın ikinci günü ani bir kararla ve getirilecek herşeyi unutarak gece 2 civarı ankaraya geldik.paşamın düzen düzenlikten geçti.annane ve büyükbaba kollarında 3buçuğa kadar cozuttu.neyseki sonra sabaha kadar deliksiz uyudu.
ankara bizi güneşli ve çooook güzel karşıladı.önce halalar ,kuzenler sonrasında teyzem ve dayım 2 güne sıkıştırdık ziyaretleri.arada bir ankamal yaptık tabiki.ama birşey alamadım. beklemedeyim hala...
kilo aldım hemde feci oldum. yakında kalıcacağımız iki düğün var eyvah ki eyvah...
neyse bugün öğlen yada akşam geri dönüş var eskişehire.belki bir acity yaparız.belki....


iyi hafta sonraları ...

Çarşamba, Kasım 17

günlerden birinci bayram günü?????

efendim sabah babayı namaza yollamakla başlayan bayram günümüz,uykucu doruk paşanın 9buçuğa kadar uyumasıyla birlikte geç kahvaltı ile devam etmiştir.öğlene doğru gelen babanın yorgunluğu artı paşamın öğle uykusu birleşince aile boyu kestirme kaçınılmaz oldu.paşanın annesi kalktı 1 saat sonra geçte olsa uydurmasyon bir tatlı yaptı.(bize gelen pek olmuyor.eskişehirde ailenin en küçüğüyüzde.)sonra sırayla babacık ve 3 e doğru paşam uyandı. ama yarım kase çorbayı içene kadar canıma okudu.1 kaşıkta pilav. bütün yediği bu.sonra hazırlan ,toplan anca 6buçuk civarı babaneden başlayan bayram ziyaretine büyük halayıda ekledik.yeni gelin hala pek özlemiş bizim ufaklığı biz kalkalım dedikçe ikram getirdi durdu anca geldik.ilk günde iki kapı...böyle giderse ziyaret işini nasıl bitircez bilmiyorum artık...neyse tekrar mutlu bayramlar.:.

Pazar, Kasım 14

dolu dolu dopdolu günler...

hemde nasıl hızlı günler..görümcem evlendi.cuma günü kınası vardı.
uzun bir aradan sonra bayağı bir oynadım.kurtları döktüm deyim yerini bulsun.
ertesi gün nikah vardı. odunpazarı evlerindeki nikah salonunda. çooook güzeldi nikah salonu. behlülün taş evinin salonu hesap küçük ama şirin taş duvarlar ...
nikah sonrası eve gelip korseyle zar zor sığdığım kıyafeti değiştirip(gitmiyor şu sezeryan göbeciği yahu)sporları çekip esparka gittik.
sanki bütün eskişehir esparka çıkartma yapmıştı.o derece bir kalabalık.tabiki bu yoğun gündem yordu bizi kahve dünyasında kahve molası verdik. bayram sebebiyle tanıtım çikolata tattık bayağı tabi doruk paşamın olması ve tabağa saldırması sebebiyle.şaka bi yana fındıklı bitter paşanın favorisi oldu.
ilk kez damla sakızlı türk kahvesi içtim.damla sakızı kokusu dışında pek bir fark hissemedim.sade kahveyi tercih ederim yinede...
bugün öğlen annemleri uğurladık hızlı trenle ankaraya.
paşayı da uyutunca da başladı bayram temizliği olayı.biraz geç kaldık ama yetiştiricez inşallah .(temizlikçi olayı 2 hafta önce bitti gayet saygısızca.)
yarında bizim paşanın kankası egemenin doğum günü kutlaması var. sonrasında bayram telaşı....
o yüzden not düştüm günlük sana ne kadar güzel ,şükürler olsun yaradana bu günler için...


ŞİMDİDEN MUTLU BAYRAMLAR OLSUN.YAZAMAZSAN BİRİNCİ GÜN ŞİMDİDEN ÖPÜYORUM HERKESİ...
HERŞEYİN BAŞI SAĞLIK O YÜZDEN SAĞLIK DOLU, MUTLULUK DOLU BİR BAYRAM DİLEĞİYLE ....

Çarşamba, Kasım 10

özlüyoruz...

                                                      özlüyoruz seni ve düşüncelerini, devrimlerini...

Pazartesi, Kasım 8

keyifli pazartesi

pazartesi günleri bu sene benim için keyifli çünkü çalışmıyorum.paşamla birlikte tam anlamıyla cozutuyoruz. çünkü haftasonları- ki bu hafatsonu eskişehir pek bir güzeldi-geziyoruz.zaten düzen azıcık dağılıyor.pazartesi ben düzene o dağıtmaya niyetli pek bi eğleniyoruz. öğlenleri koca yatakta beraber öpüşe koklaşa uyuyoruz.beraber yemek yiyoruz. vs vs ...yarın bakıcı teyzemiz artık düzene sokar onu:)))

(şu aralar tek ve önemli sıkıntı burun tıkanıklığımız.genizeti diyorlar bu yaşta bakalım çözeriz inşallah yavrumu çok üzmeden...)

BU ARADA BU PAZARTESİ DAHA DA KEYİFLENDİ ÇÜNKÜ ÇİFT HANELERE ULAŞAN, BENİ İZLEYEN ARKADAŞLARIM VAR.KEYİFLİ MEKAN SENDE HOŞGELDİN.HERKESİ ÖPTÜK.

Cumartesi, Kasım 6

lezzetli hediyeler istermisiniz???

arkadaşlar süpriz mutfak ın sahibesi lezzetli mi lezzetki bir o kadarda kullanışlı paketlerden oluşan bir sepet hazırlamış.ben bayıldım ve katıldım etkinliğe ve sizede tavsiye ederim...


bol şanslar...

Perşembe, Kasım 4

herşeye rağmen:)))

seviyoruz hayat ve şükürler olsun halimize....

Pazartesi, Kasım 1

neden???

neden umudum  azalıyor...
neden ilişkiler hep bir yerde karışıyor...
neden iyiliklere kötülükle karşılık...
neden kıyaslamak herşeyi ve her kişiyi...
neden içim mutluluktan avaz avaz bağırmak isterken birşeyler engel oluyor...
neden eskisi güzel şiirler yazamıyorum artık...
neden eskişehire kış bu kadar soğuk ve hızlı geliyor...
neden neden neden....

Pazartesi, Ekim 11

yine mi:((

daha yeni toparlanmıştıkta yazmıştım nekadar yorgun günler yaşadığımı...
yine hasta olduk.genizetimiz var genetik ve şişti.
yavrum uyumak istiyor ama burun tıkanıklığı buna izin vermiyor. nasıl hırlıyor, arada öksürüyor.

ateşi yok şükürler olsun.bazı deneyimlerden sonra hastayken bile şükredilecek yönler bulabilmek ve buna sevinmek ...


allahım artık toparnalalım lütfen...hiçbir çocuk hasta olmasın AMİN...(SİZDE SÖYLEYİN LÜTFEN)

Cuma, Ekim 8

yorgun günler....

evet çok yorgun günler geldi geçti,
doruk paşa çok hasta oldu,ne yediyse kustu günlerce...
sonra kusması durdu ateş başladı 38.39.ve 39buçuk
çok ama çok korktum..korktuk...
ateş düştü..baba göreve gitti..
anne hem çalıştı hem evde doruk u toparlamaya çalıştı...
ama bnyesi dayanamadı annede hasta oldu...
tabiki doruk tekrar halsiz düştü...
şimdi anne de iyi dorukta babada yolda...
iki düşme vukatımız var birinde dişi dudağını kanattı ...çok ağladık hemde çook..
diğeri tipik düşmelerden...
bu yorgun günlerden hatıra kucak delisi ve huysuz bir doruk paşa....


ama ben aşığım ona...