salı günleri dersim yok.evdeyim.dolayısıyla tüm gün doruk paşayla birlikte,gayet doludolu salıyı sallıyoruz.
bugünde beraber kalktık, kahvaltıyı hazırladık,tam 1 saatte kahvaltı yaptık...
sonrasında iyice tv kuşu olan yavruma etkinlik oluşturmak için ne istediğini sordum.
doruk paşa babasına süpriz yapmak istediğini,hamur yapalım,baba gelince yiyelim dedi.
valla benimde canım ne zamandır elmalı kurabiye istiyordu,iç harcını yapmıştımda hamur kısmına zaman bulupta fırına atamamıştım.neyse oğlanda niyetlenince koyulduk işe.
doruk paşayıda işin içine dahil edicem diye bir ton bulaşık çıkardım.tvdekiler gibi tüm malzemeyi ayrı ayrı koydum kaplara oğluş sırayla koydu kabımıza bende hamuru yoğurdum.sonrasında beraber açtık,iç harcıda oğluş koydu bende sardım ve tatata tammmmmm sonuç...
kabartma tozu koymayı unuttuğumuz elmalı kurabiyemizlerimiz(iki şekilde yaptık hamur fazla gelince)
valla kabartma tozunu unutunca tadı nasıl olmuş diye hemen baktım aradki boşluk o yüzden:))
valla süper olmuş nede olsa yaralı kuzumun tatlı eli değdi dimi ama:))
sevgiler...
Salı, Mayıs 8
Pazartesi, Mayıs 7
dünün vukuatı:((
sevgili blog evet dün akşam bakıcaktım, yapılacaklar listesine ne durumdayım diye.
ama maalesef pazar günü yaşadığımız vukuat unutturdu herşeyi.
evet cumartesi temizlik vardı.ama abla gelmedi.bende niyet ettim şu evim temizlencek diye öğlen başladım kapı, pencere giriştim.yüzde 90 bitti.gayet isteksiz katılımlarıyla eşimde bende bittik diyebilirim.
akşam yemek iptal oldu. malum çocuklu evin mazareti çoktur ama herzaman geçerlidir.
pazar veli toplantısı gayet güzeldi.
sonrasında gezmeye çıktık. hafif gezinti.market alışverişi ve son olarak ekolojik pazar alışverişi...
tam arabadan indik, doruk paşa neşeli ve hızlı olarak yürümeye başlamasıyla düşmesi bir oldu. tabi etraf küçüklü büyüklü taşlarla dolu olunca,yara aldık hayliyle.
nasıl ağladı, nasıl şişti kafası anlatamam. elimizde marketten aldığımız soğuk şeyler vardı,yok koydurtmadı.zaten uykusuda geliyordu pazardan iki şey alıp doğru eve gidecektik.o yüzdende bayağı ağladı.
anca yüzünü yıkadık ama ne fayda acayip şişti.tamda dikişinin olduğu yer. geçen sene bu zamanlar yarılmıştı gözünün üstü,dikiş atmışlardı. işte tam orası.seneyi devriyesi hesabı..... of ki ne of, eşim bana bakar niye tutmadın elini bıraktın gibisinden(valla konuşmuyoruz bu durumlarda ama gözlerinden anlıyorum saydıklarını:)),ben perişan oldum zaten...
tabi bu kadar şişince insan korkuyor. hemen uyutmadık eve gelince,oyuncaklarıyla birlikte yıkadık paşayı.sonrada uyudu.uyuyunca da çektim günün yaralı kuzusunu...
şişliği pek belli olmuyor ama ceviz büyüklüğündeydi inanın.çok düşe kalka büyüyoruz biz. allah sonumuzu hayır etsin.
mutlu, bir okadar sağlıklı bir hafta bizimle olsun...sevgiler...
ama maalesef pazar günü yaşadığımız vukuat unutturdu herşeyi.
evet cumartesi temizlik vardı.ama abla gelmedi.bende niyet ettim şu evim temizlencek diye öğlen başladım kapı, pencere giriştim.yüzde 90 bitti.gayet isteksiz katılımlarıyla eşimde bende bittik diyebilirim.
akşam yemek iptal oldu. malum çocuklu evin mazareti çoktur ama herzaman geçerlidir.
pazar veli toplantısı gayet güzeldi.
sonrasında gezmeye çıktık. hafif gezinti.market alışverişi ve son olarak ekolojik pazar alışverişi...
tam arabadan indik, doruk paşa neşeli ve hızlı olarak yürümeye başlamasıyla düşmesi bir oldu. tabi etraf küçüklü büyüklü taşlarla dolu olunca,yara aldık hayliyle.
nasıl ağladı, nasıl şişti kafası anlatamam. elimizde marketten aldığımız soğuk şeyler vardı,yok koydurtmadı.zaten uykusuda geliyordu pazardan iki şey alıp doğru eve gidecektik.o yüzdende bayağı ağladı.
anca yüzünü yıkadık ama ne fayda acayip şişti.tamda dikişinin olduğu yer. geçen sene bu zamanlar yarılmıştı gözünün üstü,dikiş atmışlardı. işte tam orası.seneyi devriyesi hesabı..... of ki ne of, eşim bana bakar niye tutmadın elini bıraktın gibisinden(valla konuşmuyoruz bu durumlarda ama gözlerinden anlıyorum saydıklarını:)),ben perişan oldum zaten...
tabi bu kadar şişince insan korkuyor. hemen uyutmadık eve gelince,oyuncaklarıyla birlikte yıkadık paşayı.sonrada uyudu.uyuyunca da çektim günün yaralı kuzusunu...
şişliği pek belli olmuyor ama ceviz büyüklüğündeydi inanın.çok düşe kalka büyüyoruz biz. allah sonumuzu hayır etsin.
mutlu, bir okadar sağlıklı bir hafta bizimle olsun...sevgiler...
Cumartesi, Mayıs 5
dilekler çizilsin, dualar okunsun,hıdırellez kutlu olsun...
evet birazdan dileklerimi çizicem.eşimede söyledim ben aklıma çizdim dedi...
yani bir tek ben hevesliyim bu hıdırellez olayına...
her yıl bir şeyler öğreniyor insan.ben sadece çizip gül ağacına asmayı bilirdim.ama evdeki bereketin artabileceği herşeyi açık bırakmak gerekiyormuş.yiyecek dolapları, cüzdanlar gibi...
birde sadaka verilirmiş dilekler kabul olsun diye..
bayram kutlayacaklar illaki yeşil yada suya yakın kutlama yaparlarmış...
evet bunları geçtiğimiz yıl öğrenmiştim.uygulayacağım inşallah..
birde nette gezinirken bir dua buldum.çok hoş bir dua bu paylaşmak istedim.
Bu yeni zamanda sevdiğim kim varsa, kendim de dahil, sevebileceğim herkes de dahil...
Sağlığı iyi olsun.
Kalbi ritmini çalsın. Yanakları kiraz pembesi, dudakları bal olsun. Teni sıcak kalsın, enerjisi dışına taşsın. Ciğerlerinden nefes, midesinden gurultu, bacaklarından güç eksik olmasın.
Kanı bol olsun, damarlarında dönüp dönüp dolaşsın.
Sevdikleriyle birarada olsun. Kolu kollarına değsin, gözü gözlerinin içine baksın. Lafları birbiriyle başlasın. Nesi varsa, bölüşücek biri olsun; nesi yoksa, bulup getiricek biri olsun. Bu birileri az ama öz olsun. Bazıları dünyada tek olsun. Sevgisinin tamamını harcasın. Harcasın ki, ona büyük bir miras kalsın.
Sevmekten bıkıp usanmayacağı biri olsun. Onun yeri ayrı olsun. Onu soysun, başucuna koysun ama yalan uydurmasın. O herşeyine, her haline tek tanık olsun.
Bir hareketiyle güldüren, bir hareketiyle ağlatan olsun. Duyguların hepsi onda olsun. Kalbi buna teslim olsun. Bütün şarkılar onu anlatsın. Aşık olsun, sırılsıklam olsun. Kurumasın.
Yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun. Başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın. ıbadet eder gibi, bu keşfini hergün yeniden kutlar gibi, onu yapıp dursun. Yaptıkça daha iyi yaptığını görsün. Daha iyi yaptıkça bunu başkaları da görsün. O başkalarının bunu gördüğünü, dış gözüyle görsün, iç gözüyle işine
baksın.
Neşesi bol olsun.
Kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin. ıçinde birşey durup durup zıplasın. Duydukları, gördükleri onu gıdıklasın, kahkaha attırsın. Gürültü çıkarsın. Saçma şeyler söylesin. Çocuklukta en şımardığı ana, sık sık gidip gelsin. Nereye gidip geldiği bilinmesin.
Değiştirmek istedikleri değişsin.
İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın. Eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın. Kapıda hep kamyonu dursun. Dilediği yere taşınsın. Kendinden taşınmak isterse, içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun. Bileği, bütün alışkanlıklarıyla, bağımlılıklarıyla güreşsin.
Birşey ona sürpriz olsun. Günlerinden birgünü, bir pakete sarılı olsun. Açılınca, içinden hiç beklemediği güzel bir haber çıksın. Bu gün üçyüzaltmışbeşten herhangi biri olsun. Öylesine bir pazartesi, arkaya kavuşturduğu ellerinde, unutulmaz bir salı saklasın. Öyle tahmini mümkün olmayan birşey olsun ki bu, hayatın zekasını anlatsın.
Bir hayali gerçek olsun. Bir hayale gözünü yumsun. Peşinden koşup, onu sobelesin. Hayalini kendinden saklamasın. Bir çizgi filmde olduğunu, herşeyin mümkün
olduğunu unutmasın.
Bu duayı okusun. Kendi sesiyle duysun. Duası gerçek olsun.
Her kelimesine şükretsin. Tek satırına nazar değmesin.
Amin.
bütün niyetleriniz, dilekleriniz tez zamanda (hayırlısıyla tabiki)olmasını diliyorum.hıdırellez bahar bayramı kutlu olsun hepimize....
yani bir tek ben hevesliyim bu hıdırellez olayına...
her yıl bir şeyler öğreniyor insan.ben sadece çizip gül ağacına asmayı bilirdim.ama evdeki bereketin artabileceği herşeyi açık bırakmak gerekiyormuş.yiyecek dolapları, cüzdanlar gibi...
birde sadaka verilirmiş dilekler kabul olsun diye..
bayram kutlayacaklar illaki yeşil yada suya yakın kutlama yaparlarmış...
evet bunları geçtiğimiz yıl öğrenmiştim.uygulayacağım inşallah..
birde nette gezinirken bir dua buldum.çok hoş bir dua bu paylaşmak istedim.
Bu yeni zamanda sevdiğim kim varsa, kendim de dahil, sevebileceğim herkes de dahil...
Sağlığı iyi olsun.
Kalbi ritmini çalsın. Yanakları kiraz pembesi, dudakları bal olsun. Teni sıcak kalsın, enerjisi dışına taşsın. Ciğerlerinden nefes, midesinden gurultu, bacaklarından güç eksik olmasın.
Kanı bol olsun, damarlarında dönüp dönüp dolaşsın.
Sevdikleriyle birarada olsun. Kolu kollarına değsin, gözü gözlerinin içine baksın. Lafları birbiriyle başlasın. Nesi varsa, bölüşücek biri olsun; nesi yoksa, bulup getiricek biri olsun. Bu birileri az ama öz olsun. Bazıları dünyada tek olsun. Sevgisinin tamamını harcasın. Harcasın ki, ona büyük bir miras kalsın.
Sevmekten bıkıp usanmayacağı biri olsun. Onun yeri ayrı olsun. Onu soysun, başucuna koysun ama yalan uydurmasın. O herşeyine, her haline tek tanık olsun.
Bir hareketiyle güldüren, bir hareketiyle ağlatan olsun. Duyguların hepsi onda olsun. Kalbi buna teslim olsun. Bütün şarkılar onu anlatsın. Aşık olsun, sırılsıklam olsun. Kurumasın.
Yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun. Başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın. ıbadet eder gibi, bu keşfini hergün yeniden kutlar gibi, onu yapıp dursun. Yaptıkça daha iyi yaptığını görsün. Daha iyi yaptıkça bunu başkaları da görsün. O başkalarının bunu gördüğünü, dış gözüyle görsün, iç gözüyle işine
baksın.
Neşesi bol olsun.
Kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin. ıçinde birşey durup durup zıplasın. Duydukları, gördükleri onu gıdıklasın, kahkaha attırsın. Gürültü çıkarsın. Saçma şeyler söylesin. Çocuklukta en şımardığı ana, sık sık gidip gelsin. Nereye gidip geldiği bilinmesin.
Değiştirmek istedikleri değişsin.
İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın. Eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın. Kapıda hep kamyonu dursun. Dilediği yere taşınsın. Kendinden taşınmak isterse, içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun. Bileği, bütün alışkanlıklarıyla, bağımlılıklarıyla güreşsin.
Birşey ona sürpriz olsun. Günlerinden birgünü, bir pakete sarılı olsun. Açılınca, içinden hiç beklemediği güzel bir haber çıksın. Bu gün üçyüzaltmışbeşten herhangi biri olsun. Öylesine bir pazartesi, arkaya kavuşturduğu ellerinde, unutulmaz bir salı saklasın. Öyle tahmini mümkün olmayan birşey olsun ki bu, hayatın zekasını anlatsın.
Bir hayali gerçek olsun. Bir hayale gözünü yumsun. Peşinden koşup, onu sobelesin. Hayalini kendinden saklamasın. Bir çizgi filmde olduğunu, herşeyin mümkün
olduğunu unutmasın.
Bu duayı okusun. Kendi sesiyle duysun. Duası gerçek olsun.
Her kelimesine şükretsin. Tek satırına nazar değmesin.
Amin.
bütün niyetleriniz, dilekleriniz tez zamanda (hayırlısıyla tabiki)olmasını diliyorum.hıdırellez bahar bayramı kutlu olsun hepimize....
Cuma, Mayıs 4
haftasonunda...
sevgili blog bu haftasonu yapılacak listesidir.
pazar akşamı kontrol edicem hepsini yapmışmıyım diye:))
1-cumartesi aksilik olmazsa evim temizlenecek...
2-akşamına arkadaşlara gidilecek.
3-cumartesi gecesi dilekler çizilip gül ağacının dibine gömülecek.
4-akşam yatmadan Hz.Hızır gelir bereketini evimize yuvamıza akıtır diye dolaplar açık bırakılacak(bunu geçen sene sevgili nefesten öğrenmiştim),gül ağacının dibine şans parası bırakılacak.ve güzel olumlamalar yapılacak.
5-pazar sabahında dilekler alınacak.ve hıdırellez kutlanacak(özel bişey yapmıyoruz ama)
6-veli toplantısı var saat 10-12 arası okulda olunacak:((((((inşallah uzamaz)
7-haftaya var olan anneler günü için hediye bakılacak.
liste kabarık.bu arada cumartesi sabah yürüyoruz kızlarla onuda unutmamak lazım....
bugün ise bir öğrencimden bana göre çok güzel bir itifat aldım.not düşeyim buralara ki beni mesleğimden soğutmak isteyen yönetmelik ve idarecilerle karşılaştığımda hatırlayayım....
faruk isimli öğrenci tenefüse çıkarken:hocam sizi annem kadar seviyorum hatta daha fazla,çok halden anlayan 10 numara hocasınız dedi ve gitti...
:)))
mutlu haftasonları...
pazar akşamı kontrol edicem hepsini yapmışmıyım diye:))
1-cumartesi aksilik olmazsa evim temizlenecek...
2-akşamına arkadaşlara gidilecek.
3-cumartesi gecesi dilekler çizilip gül ağacının dibine gömülecek.
4-akşam yatmadan Hz.Hızır gelir bereketini evimize yuvamıza akıtır diye dolaplar açık bırakılacak(bunu geçen sene sevgili nefesten öğrenmiştim),gül ağacının dibine şans parası bırakılacak.ve güzel olumlamalar yapılacak.
5-pazar sabahında dilekler alınacak.ve hıdırellez kutlanacak(özel bişey yapmıyoruz ama)
6-veli toplantısı var saat 10-12 arası okulda olunacak:((((((inşallah uzamaz)
7-haftaya var olan anneler günü için hediye bakılacak.
liste kabarık.bu arada cumartesi sabah yürüyoruz kızlarla onuda unutmamak lazım....
bugün ise bir öğrencimden bana göre çok güzel bir itifat aldım.not düşeyim buralara ki beni mesleğimden soğutmak isteyen yönetmelik ve idarecilerle karşılaştığımda hatırlayayım....
faruk isimli öğrenci tenefüse çıkarken:hocam sizi annem kadar seviyorum hatta daha fazla,çok halden anlayan 10 numara hocasınız dedi ve gitti...
:)))
mutlu haftasonları...
Çarşamba, Mayıs 2
öğle uykusu kaçtı kaçıyor..
haftaiçi 3 gün öğleden sonra dersim yok.ben eve gelince eğer babanemiz yemek yedirmediyse beraber birşeyler yiyoruz ve hikaye faslından sonra yatıyoruz.daha doğrusu yatıyorduk...
havalar güzelleştiğinden beri yatmadan önce biraz park yapıyorum ki hem hava alsın hemde yorulsunda hemen uyusun diye.doğruya doğru anca uyuyunca iş yapabilenlerdenim napiyim:((
ama şu 10 gündür beni çıldırtıyor.aslında bayadır öğlenleri uyumak istemiyor ama yinede yarım saat 45 dakka da dalıyordu.ama artık yatakta uyumaya resmen cebelleşiyoruz.
bugün öğlen yemek yiyip.parka götürdüm.ve eve saat 2de geldik.biraz yoğurt yiyip saat 2:45 itibariyle yataktaydık.ve saat 4de anca uyudu.yatakta yatınca hikaye istedi okudum.su istedi verdim. ağladı bekledim.uyumucam dedi sustum.sonunda yanıma kıvrıldı ve uyudu.
acaba öğle uykusunu kaldırsammı diyorum.ama bu seferde olmadık saatte çoğu zaman aç sızıyor.ve gece acıktığından ağlıyor. gece birşey yemediğindende saçmalıyor.hem kendi uykusu hemde benim uykum mahvoluyor. sabahta huzursuz, ağlamaklı oluyor ve o yüzdende doğru dürüst birşey yemiyor.
ve bu bir kısır döngü halini hemen alıyor.
valla ne yapmalı bilmiyorum.ama öğle uykusunda inat edicem.daha 3 yaşında bile değiliz çocuğumun öğlen dinlenmeye ihtiyacı var diye düşünüyorum.
ama bu uyku işini halletmeliyim. geçte olsa kendi kendine uyuma işine alıştırmalıyım.yoksa işler karışacak...
mutlu günler...
havalar güzelleştiğinden beri yatmadan önce biraz park yapıyorum ki hem hava alsın hemde yorulsunda hemen uyusun diye.doğruya doğru anca uyuyunca iş yapabilenlerdenim napiyim:((
ama şu 10 gündür beni çıldırtıyor.aslında bayadır öğlenleri uyumak istemiyor ama yinede yarım saat 45 dakka da dalıyordu.ama artık yatakta uyumaya resmen cebelleşiyoruz.
bugün öğlen yemek yiyip.parka götürdüm.ve eve saat 2de geldik.biraz yoğurt yiyip saat 2:45 itibariyle yataktaydık.ve saat 4de anca uyudu.yatakta yatınca hikaye istedi okudum.su istedi verdim. ağladı bekledim.uyumucam dedi sustum.sonunda yanıma kıvrıldı ve uyudu.
acaba öğle uykusunu kaldırsammı diyorum.ama bu seferde olmadık saatte çoğu zaman aç sızıyor.ve gece acıktığından ağlıyor. gece birşey yemediğindende saçmalıyor.hem kendi uykusu hemde benim uykum mahvoluyor. sabahta huzursuz, ağlamaklı oluyor ve o yüzdende doğru dürüst birşey yemiyor.
ve bu bir kısır döngü halini hemen alıyor.
valla ne yapmalı bilmiyorum.ama öğle uykusunda inat edicem.daha 3 yaşında bile değiliz çocuğumun öğlen dinlenmeye ihtiyacı var diye düşünüyorum.
ama bu uyku işini halletmeliyim. geçte olsa kendi kendine uyuma işine alıştırmalıyım.yoksa işler karışacak...
mutlu günler...
Salı, Mayıs 1
karışık..
sabah ağrılar içinde uyandım.sözde bugün mudanyaya gidelim diyorduk...
balık yemeğe stress atmaya nerdeeeeeeee
ağzım ve burnumun bazı bölgeleri dolgu yapılmış misali sarı sarı şişmişti...
lenf bezleri ise varolan gıdıma ek olmuştu o biçim şişti...
ne yapsak dedik gittik acile..
babaoğul bekledi beni parkta.çok tatlı bayan bir doktor vardı.sinizüt+faranjit dedi.verdi bir torba dolusu ilaç.sonrasında artık bakkal muamelesi yaptığımız migrosa uğradık ve eve döndük.
ama mümkünatı yok çıkmıyor sokaktan doruk paşa.illa park, illa arabasını kendi sürecek.binbir lafla anca çıktık.en misinden bir tarhana çorbası ve eşimdende salatayla doyurduk karnımızı.itiraf etmeliyim kocam benden güzel yapıyor salatayı, ve maalesef 40 yılın başı yapıyor:((
sonrada bir uyumuşuz ana-oğul değmeyin keyfimize..
.....
takip ettiğim bir güzel anne var...gayet becerikli, üretken, cici...
kızına çok zarif bir etek örmüş.ben çok beğendim.isteyen olursa yaparım diyor.bence bir bakın derim.
evet bu cici elbise yaruzeden...
balık yemeğe stress atmaya nerdeeeeeeee
ağzım ve burnumun bazı bölgeleri dolgu yapılmış misali sarı sarı şişmişti...
lenf bezleri ise varolan gıdıma ek olmuştu o biçim şişti...
ne yapsak dedik gittik acile..
babaoğul bekledi beni parkta.çok tatlı bayan bir doktor vardı.sinizüt+faranjit dedi.verdi bir torba dolusu ilaç.sonrasında artık bakkal muamelesi yaptığımız migrosa uğradık ve eve döndük.
ama mümkünatı yok çıkmıyor sokaktan doruk paşa.illa park, illa arabasını kendi sürecek.binbir lafla anca çıktık.en misinden bir tarhana çorbası ve eşimdende salatayla doyurduk karnımızı.itiraf etmeliyim kocam benden güzel yapıyor salatayı, ve maalesef 40 yılın başı yapıyor:((
sonrada bir uyumuşuz ana-oğul değmeyin keyfimize..
.....
takip ettiğim bir güzel anne var...gayet becerikli, üretken, cici...
kızına çok zarif bir etek örmüş.ben çok beğendim.isteyen olursa yaparım diyor.bence bir bakın derim.
evet bu cici elbise yaruzeden...
Pazartesi, Nisan 30
tatile hazırlık???
yarın 1 mayıs işçi bayramı,tüm kamu kuruluşları tatil..
resmi tatil...
zamanında çokça tartışılan bir tatil, tekrarlamaya gerek yok(zaten benim dersim yoktu:)
umarım bayram havasında gelir geçer, başka konulara dallanıp budaklanmadan,
kimsenin üzülüp,incinmediği...
neyse yarın aile boyu tatil olduğumuzdan kendimizi cuma modunda saldık yine:))
doruk paşa pek bi iştahsız bu ara,zaten öksürüyor kötü kötü..
balık yağına tekrar başlamalı sanki...
bugün inanılmaz güzeldi hava,biraz gezdim,kelebek indirimine bakındım yoktu bişey.
birde yeni takıntım ali mağazaları gezdim biraz...
bir elbise ve bir pantalon beğendim.elbiseyi aldım ama pantalonu bıraktım.neden bilmiyorum.
zaten bu aralar yakışan birşey bulamıyorum , allah allah al sana, yok masraf olmasın ayaklarında bıraktım...ama fırsatını bulur bulmaz gitcem alcam işte...
pek adetim değildir aldıklarımı göstermek,ama pek rahat bişey arayanlara göbek belli etmeyen düz cici birşey bence:)))kuması koton tiril tiril...
resmi tatil...
zamanında çokça tartışılan bir tatil, tekrarlamaya gerek yok(zaten benim dersim yoktu:)
umarım bayram havasında gelir geçer, başka konulara dallanıp budaklanmadan,
kimsenin üzülüp,incinmediği...
neyse yarın aile boyu tatil olduğumuzdan kendimizi cuma modunda saldık yine:))
doruk paşa pek bi iştahsız bu ara,zaten öksürüyor kötü kötü..
balık yağına tekrar başlamalı sanki...
bugün inanılmaz güzeldi hava,biraz gezdim,kelebek indirimine bakındım yoktu bişey.
birde yeni takıntım ali mağazaları gezdim biraz...
bir elbise ve bir pantalon beğendim.elbiseyi aldım ama pantalonu bıraktım.neden bilmiyorum.
zaten bu aralar yakışan birşey bulamıyorum , allah allah al sana, yok masraf olmasın ayaklarında bıraktım...ama fırsatını bulur bulmaz gitcem alcam işte...
pek adetim değildir aldıklarımı göstermek,ama pek rahat bişey arayanlara göbek belli etmeyen düz cici birşey bence:)))kuması koton tiril tiril...
güzel günler...
Pazar, Nisan 29
haftasonu pozları...
eskişehire yaz gelmiş bile..
ama ana-oğul hasta karşıladık yazı
valla oğlan sadece öksürüyo ama bende ses yok, mide iptal ve öksürük had safhada...
yinede verilmiş sözler durumundan gezenti halindeydik:))
cumartesi hava ne kadar güzel yürüyüşü ve espark yapıldı.
valla ben hediye almak zorundaydım yoksa bu havada asla girmezdim esparka, ama tıklım tıklımdı içerisi,eskişehirli yazda gelse vazgeçmiyor esparktan...
yürüyüşümüzün amacı;yaza hoşgeldin demek ve kolları açmaktı:))
bebekte pardon polatkanda 3-5 tur atarım pozları:))
pazar günü aileye ayrıldı tüm gün.eşimin tarafında bir ev görme ve akşam evine hırsız giren halaya geçmiş olsun ziyareti vardı.
halamızın evi bahçeli müstakil ve köpekli bir ev, ama hırsız girmiş işte.allahtan laptopları görmemiş.
halamızın doktora tezi olduğu gibi güme giderdi yoksa...
tabi akşam bütün bahçeyi sulama görevini yerine getiren doruk paşa saat 8 olmadan koltukta sızdı.ve bu bir ilk.
benim çocuğum bir saat hikaye faslı ve pışmışlamadan da uyurmuymuşşşşşşşş...şok şok şok yani:))


mutlu günler...
ama ana-oğul hasta karşıladık yazı
valla oğlan sadece öksürüyo ama bende ses yok, mide iptal ve öksürük had safhada...
yinede verilmiş sözler durumundan gezenti halindeydik:))
cumartesi hava ne kadar güzel yürüyüşü ve espark yapıldı.
valla ben hediye almak zorundaydım yoksa bu havada asla girmezdim esparka, ama tıklım tıklımdı içerisi,eskişehirli yazda gelse vazgeçmiyor esparktan...
yürüyüşümüzün amacı;yaza hoşgeldin demek ve kolları açmaktı:))
bebekte pardon polatkanda 3-5 tur atarım pozları:))
pazar günü aileye ayrıldı tüm gün.eşimin tarafında bir ev görme ve akşam evine hırsız giren halaya geçmiş olsun ziyareti vardı.
halamızın evi bahçeli müstakil ve köpekli bir ev, ama hırsız girmiş işte.allahtan laptopları görmemiş.
halamızın doktora tezi olduğu gibi güme giderdi yoksa...
tabi akşam bütün bahçeyi sulama görevini yerine getiren doruk paşa saat 8 olmadan koltukta sızdı.ve bu bir ilk.
benim çocuğum bir saat hikaye faslı ve pışmışlamadan da uyurmuymuşşşşşşşş...şok şok şok yani:))


mutlu günler...
Çarşamba, Nisan 25
en güzel bayram(tatil 1)
en son iyi tatiller demiştim.
geldik ama tembel ve yorgun sibel anca fotoları aktardı pcye.
cumartesi direkt annemlerin evine gittik hiç bir yere uğramadan.
pazar ikea,
pazartesi hayvanat bahçesindeydik.bütün ankara ordaydı valla yollar kilitlenmişti.artık son göbekte inip yürüdük biz.acayip sıcaktı, arabada kavrulmak yerine yürüdük...
doruk paşa pek sever hayvanları...bütün hayvanları bilir nerdeyse.
o yüzden çok mutluydu ve ilgili..
ama sonra sıcaktan yorgun düştü...
işte hayvanat bahçesinden fotolar...

sonra çiftlikte kokoreç ve dondurma keyfi yapalım dedik.doruk paşaya köfte aldık ama soğalsun yemedi.ama dondurmayla danino denilen gereksiz abur cuburu afiyetle tüketti.


eğer çiftlikte kokoreç yiyecekseniz, TİGEMi tavsiye ederim. yer , oyun alanı, çay keyfi herşey süper.zaten o günde inanılmaz kalabalıktı.törenden çıkan çocuklar oradaydılar..
takıldık bir güzele:))
burasıda bizim evin halleri.annem ilkokul öğretmeni.23 Nisan önemlidir onlar için. öğrencilerinin gösterisi vardı pek bi heyecanlı ve şıktı o gün...



anne,baba, kardeş ve en göbekli ben...
23 Nisan süperdi hem paşa hemde bizim için:))
canım oğlummmmmmmmmmmm....
geldik ama tembel ve yorgun sibel anca fotoları aktardı pcye.
cumartesi direkt annemlerin evine gittik hiç bir yere uğramadan.
pazar ikea,
pazartesi hayvanat bahçesindeydik.bütün ankara ordaydı valla yollar kilitlenmişti.artık son göbekte inip yürüdük biz.acayip sıcaktı, arabada kavrulmak yerine yürüdük...
doruk paşa pek sever hayvanları...bütün hayvanları bilir nerdeyse.
o yüzden çok mutluydu ve ilgili..
ama sonra sıcaktan yorgun düştü...
işte hayvanat bahçesinden fotolar...
burasıda bizim evin halleri.annem ilkokul öğretmeni.23 Nisan önemlidir onlar için. öğrencilerinin gösterisi vardı pek bi heyecanlı ve şıktı o gün...
canım oğlummmmmmmmmmmm....
Cumartesi, Nisan 21
iyi tatiller..
bol lezzetli, bol sohbetli başladı haftasonu tatili...
hafif çakır keyifli olmayı özlemişiz dostlarla...
kadın- erkek ilişkilerini konuştuk yarı şaka-yarı ciddi.
pek huzur doldu içim.
dorukta abilerle oynuyor artık.
ee daha ne olsun ...
pazarteside tatil bize:))
bavul çoktan hazır sabah yolculuk var bu gecenin üstüne...
hepinize mutlu, huzurlu bir haftasonu tatili diliyorum şimdiden....
Çarşamba, Nisan 18
büyükbaba-doruk paşa günleri..
valla neredeyse halaylarla karşılayacaktım babamı...
babane yokken rapor almak istemiyordum açıkçası, çünkü acil durumlarda sıkıntı oluyor bazen.
o yüzden babam gelicem diyince elim ayağım dolaşmışki, pazartesi öğlen onu karşılamaya giderken,anahtar arkasında kapıyı çekip çıktım. benden önce inen eşime anahtar aldınmı dediğimde anlaşıldıki kapılarda kaldık.
neyse bir yandan çilingirci arandı, bir yandan gara gidip büyükbaba karşılandı.
allahtan çilingirci dediği saatte geldi de biz derse geç kalmaktan son anda kurtulduk.
babamın geldiği ilk iki gün hava rüzgarlıydı.o yüzden gezilerimize gayet sıkı giyinerek çıktılar(k).ancak bir sorun vardı doruk kış çocuğu olduğundan mı bilmem, hayatta güneşe bakamıyor.gözleri sulanıyor ve ağlamaya başlıyor. kesinlikle arabasında bisikletinde durmuyor.bende koca koca gözlük modasından önce aldığım küçük gözlüğümü ona takarak çözüm bulmaya çalıştım. bilmem doğru mu yaptığım?
çarşamba günü büyükbabayla beraber pazara diye çıktık. onlar parkta eğlendiler, bende pazarın giysi kısmına baktım. sonrada beraber pazar alışverişini yaptık..
valla başında ayrılmadı büyükbabası...
perşembe ben espark yaptım, kocamla yemekler yedim.
cumada ise benim akşam 6ya kadar dersim vardı.
2 saatte bir aradım ne yaptınız diye, sabah evdeydiler,ama sonrasında her aradığımda farklı yerdeydiler.etrafımızdaki bütün parklar gezilmiş.artık doruk kendini aşmış ve kaydıraktan yüzüstü kayar duruma gelmiş.valla inanamadım, keşke bir foto çekseydin baba dedim.aklına gelmemiş.
sonrasındada yok dut kurusu, yok, fıstık , kinder, diye tutturan oğluşu memnun etmek için market market gezmişler.akşam annem geldi.ama ne byükbabada, nede doruk hal kalmamıştı zar zor bir kase çorca içti ve uyudu.
asıl film sonra başladı bizde.biz hazır uyuyan doruk bulmuşken gezelim dedik eşimle...ama yok ne yapcağımızı bilemedik.yorgunda olduğumuzdan müzikli bir yere 1 saat oturduk, birer bişeyler içtik ve eve geldik erkenden.annemlerde güldüler halimize...unutmuşuz bekar takılmayı,yada yaşlanıyoruzzzzzzzz...
cumartesi piknik ve pazar hamamla biten harika bir haftasonuydu.teşekküerler babacığım...
babane yokken rapor almak istemiyordum açıkçası, çünkü acil durumlarda sıkıntı oluyor bazen.
o yüzden babam gelicem diyince elim ayağım dolaşmışki, pazartesi öğlen onu karşılamaya giderken,anahtar arkasında kapıyı çekip çıktım. benden önce inen eşime anahtar aldınmı dediğimde anlaşıldıki kapılarda kaldık.
neyse bir yandan çilingirci arandı, bir yandan gara gidip büyükbaba karşılandı.
allahtan çilingirci dediği saatte geldi de biz derse geç kalmaktan son anda kurtulduk.
babamın geldiği ilk iki gün hava rüzgarlıydı.o yüzden gezilerimize gayet sıkı giyinerek çıktılar(k).ancak bir sorun vardı doruk kış çocuğu olduğundan mı bilmem, hayatta güneşe bakamıyor.gözleri sulanıyor ve ağlamaya başlıyor. kesinlikle arabasında bisikletinde durmuyor.bende koca koca gözlük modasından önce aldığım küçük gözlüğümü ona takarak çözüm bulmaya çalıştım. bilmem doğru mu yaptığım?
çarşamba günü büyükbabayla beraber pazara diye çıktık. onlar parkta eğlendiler, bende pazarın giysi kısmına baktım. sonrada beraber pazar alışverişini yaptık..
valla başında ayrılmadı büyükbabası...
perşembe ben espark yaptım, kocamla yemekler yedim.
cumada ise benim akşam 6ya kadar dersim vardı.
2 saatte bir aradım ne yaptınız diye, sabah evdeydiler,ama sonrasında her aradığımda farklı yerdeydiler.etrafımızdaki bütün parklar gezilmiş.artık doruk kendini aşmış ve kaydıraktan yüzüstü kayar duruma gelmiş.valla inanamadım, keşke bir foto çekseydin baba dedim.aklına gelmemiş.
sonrasındada yok dut kurusu, yok, fıstık , kinder, diye tutturan oğluşu memnun etmek için market market gezmişler.akşam annem geldi.ama ne byükbabada, nede doruk hal kalmamıştı zar zor bir kase çorca içti ve uyudu.
asıl film sonra başladı bizde.biz hazır uyuyan doruk bulmuşken gezelim dedik eşimle...ama yok ne yapcağımızı bilemedik.yorgunda olduğumuzdan müzikli bir yere 1 saat oturduk, birer bişeyler içtik ve eve geldik erkenden.annemlerde güldüler halimize...unutmuşuz bekar takılmayı,yada yaşlanıyoruzzzzzzzz...
cumartesi piknik ve pazar hamamla biten harika bir haftasonuydu.teşekküerler babacığım...
Salı, Nisan 17
mevsim bahar
inan bana çok geç değil
mevsim bahar daha kış değil
bir kez daha dayanamam
kalbim nasır ama taş değil
bir deli rüzgar esse bir yerlerden
savurur mu götürür mü seni bilmem
o deli aşık mazide kaldı artık
dönecekmi geriye onu bilmem
hiç zaman olmazmı
geri gelmez mi
savunmasız duygular
ah o günleri bir daha vermezmi
acımasız o yıllar...
nilüfer onerhatırladınız mı bilmem, ama ben üniversitedeyken dilimizdeydi bu şarkı..
dinleyin hatırlayacaksınız..
söyleyen kızın sesi harikaydı.eski ajandaları karıştırırken buldum.yazmışım bir kalple birlikte???
Cumartesi, Nisan 7
gamzeden müjde var...
gazetede okudum.gamze anneye ilik bulunmuş..
biraz uzaklardan ama problem değil.
kemoterepiden sonra nakil olacakmış.çok mutlu oldum...
biraz uzaklardan ama problem değil.
kemoterepiden sonra nakil olacakmış.çok mutlu oldum...
Çarşamba, Nisan 4
büyükbaba aşkı:))
doğdu doğalı,daha doğrusu eve geldi geleli büyük bir aşk var aralarında.
zira doruk ilk 25 gününü hastanede geçirdi gelmiş geçmiş olan durumlardan dolayı.
eve geldiğinde bizimkilerde eskişehire geldiler.
malum hastanede biberona alışan bir bebiydi doruk.bende ilk zamanlar uykunun eşsiz çekiciliğe alışınca.
çok uğraşmadım memeye alıştırmaya...
40 ım çıkana kadar babam bizdeydi ve beni gece sadece 1 kez uyandırdı,süt sağmam için.gerisini annemle nöbetleşe hallettiler.
o günlerden kalma mıdır bilmem ama büyükbaba kokusuna alışkın olan doruk paşa, pek sever büyükbabasını.
büyükbabasının hatrına ayak tırnaklarını kestirir(babam geldikçe kesiyor valla uykuda bile kesemiyorum.)(el tırnaklarınıda sadece uykuda kesebiliyoruz)
büyükbabasının hatrına bitirir tabağındakilerin hepsini,hemde çizgi filme gerek kalmadan.
büyükbabası varsa kabanını giydirmek,altını almak hiç sorun olmaz.
hiç tvye bakılmaz ve gayet güzel oyunlar oynanır.
her akşam büyükbaba aranır,güzelce konuşulur.ben ankara gidelimmi diye sorarsam eğer,
--tamam gidelim.ama büyükbabada kalalım annecim.der(sanki başka yerde kalıyoruz ya)
yani anlatılmaz bir sevgi ve düşkünlük var büyükbaba-torun arasında.
haftaya kavınvalidemler,gazlıgöldeki termallerde devremülk haklarını kullanmaya gidecekler.ben rapor alıcaktım ama büyükbaba gelirim dedi.şimdi geri sayım başladı.yatcaz -kalkcaz diye sayıyoruz.
ve bizim paşa kendince planlar yapıyor.
-büyükbaba gelince sucuklu yumurta yapalım anne.
-büyükbaba gelince pikmik gidelim anne.
-büyükbaba gelince karpuz gol oynayalım anne.(karpuz topla oynana maç)
-büyükbaba gelince uzak parka gidelim anne.
bu arada bizim paşa artık bu cümleleri kurabiliyor.duydukça şaşırıyorum.ve 1buçuk yaşındayken doktorumuza ne zaman konuşcak dediğim günler geliyor aklıma.doktorda eğer 2 yaşına kadar 30 kelime söyleyemezse konuşma terapistine yönlendiririm merak etme demiştide ben günlerce ağlamıştım.
ÇOK pimpirikli bir anneyim be blog, hemde çok....
zira doruk ilk 25 gününü hastanede geçirdi gelmiş geçmiş olan durumlardan dolayı.
eve geldiğinde bizimkilerde eskişehire geldiler.
malum hastanede biberona alışan bir bebiydi doruk.bende ilk zamanlar uykunun eşsiz çekiciliğe alışınca.
çok uğraşmadım memeye alıştırmaya...
40 ım çıkana kadar babam bizdeydi ve beni gece sadece 1 kez uyandırdı,süt sağmam için.gerisini annemle nöbetleşe hallettiler.
o günlerden kalma mıdır bilmem ama büyükbaba kokusuna alışkın olan doruk paşa, pek sever büyükbabasını.
büyükbabasının hatrına ayak tırnaklarını kestirir(babam geldikçe kesiyor valla uykuda bile kesemiyorum.)(el tırnaklarınıda sadece uykuda kesebiliyoruz)
büyükbabasının hatrına bitirir tabağındakilerin hepsini,hemde çizgi filme gerek kalmadan.
büyükbabası varsa kabanını giydirmek,altını almak hiç sorun olmaz.
hiç tvye bakılmaz ve gayet güzel oyunlar oynanır.
her akşam büyükbaba aranır,güzelce konuşulur.ben ankara gidelimmi diye sorarsam eğer,
--tamam gidelim.ama büyükbabada kalalım annecim.der(sanki başka yerde kalıyoruz ya)
yani anlatılmaz bir sevgi ve düşkünlük var büyükbaba-torun arasında.
haftaya kavınvalidemler,gazlıgöldeki termallerde devremülk haklarını kullanmaya gidecekler.ben rapor alıcaktım ama büyükbaba gelirim dedi.şimdi geri sayım başladı.yatcaz -kalkcaz diye sayıyoruz.
ve bizim paşa kendince planlar yapıyor.
-büyükbaba gelince sucuklu yumurta yapalım anne.
-büyükbaba gelince pikmik gidelim anne.
-büyükbaba gelince karpuz gol oynayalım anne.(karpuz topla oynana maç)
-büyükbaba gelince uzak parka gidelim anne.
bu arada bizim paşa artık bu cümleleri kurabiliyor.duydukça şaşırıyorum.ve 1buçuk yaşındayken doktorumuza ne zaman konuşcak dediğim günler geliyor aklıma.doktorda eğer 2 yaşına kadar 30 kelime söyleyemezse konuşma terapistine yönlendiririm merak etme demiştide ben günlerce ağlamıştım.
ÇOK pimpirikli bir anneyim be blog, hemde çok....
Salı, Nisan 3
5 çok erken
evet 5 çok erken.
ama telaşlanmak için geç bile kaldık.
tasarı çıktı meclisten cumhurbaşkanının önüne.
60 ay ne demek .
görümcem çocuk gelişimci ,ünivwersitede öğretim görevlisi.
tasa mecliste görüşülmeden 2 gün önce onlardan görüş istemişler.sadece 2 gün önce ,öylesine yani.
hayır erken demişler raporda.ama sonuç yasa çıktı.
annem 30 yıllık ilköğretim sınıf öğretmeni,'kesinlikle yazık olur yavrulara'diyor.
yine bir arkadaş gayet açık bir şekilde'katledilcek bir dönemin çocukluğu ' diyor.
5 ÇOK ERKEN ARKADAŞ HEMDE ÇOK.....
ama telaşlanmak için geç bile kaldık.
tasarı çıktı meclisten cumhurbaşkanının önüne.
60 ay ne demek .
görümcem çocuk gelişimci ,ünivwersitede öğretim görevlisi.
tasa mecliste görüşülmeden 2 gün önce onlardan görüş istemişler.sadece 2 gün önce ,öylesine yani.
hayır erken demişler raporda.ama sonuç yasa çıktı.
annem 30 yıllık ilköğretim sınıf öğretmeni,'kesinlikle yazık olur yavrulara'diyor.
yine bir arkadaş gayet açık bir şekilde'katledilcek bir dönemin çocukluğu ' diyor.
5 ÇOK ERKEN ARKADAŞ HEMDE ÇOK.....
Cumartesi, Mart 24
Cuma, Mart 23
saksıları renkleniyor;
hayatımın en güzel dönemleri kırıkkalede annanemlerde kaldığım günlerdi.
ben anne tarafımda en büyük torunum, dolayısıyla emeklilik çocuğu kontenjanından dünyaya gelen dayımla aramda 6-7 yaş var.annanemlere gittiğimde, hemen hemen hergün gümederesi denilen bahçeye gider, mevsimine göre, sebze meyve ekim dikimi, kayısı dilme işlemi, üzüm ve dut toplama işleriyle haşır neşir olurduk.sonrada dayımla fazla olanları satar perşembe pazarından kırık leblebi, yada bisküvi alırdık.sanırım oralardan kalma bir çifçilik hevesim var her sene büyüyen.
hersene illaki biber, ve dometes ekerim.geçen sene ipek hanımın çifliğinden de tohumlar aldım.(bazılarından farklı şeyler çıktı ama neyse)amacım sadece uğraşmak.ama doruğa katı gıdaya geçiş döneminde taaaaa kasım ayına kadar kiraz dometesler yedirmiştim saksıdan.
dometesim çiçeklendi;
çekirdekten limon yetiştirme sevdasına düştüm.okuduğum birkaç blog yüzünden.şimdi fidelerin kazık kök olma aşamasındayım. uzun bir yol biliyorum ama heves işte;
birde ilerki günlerde; mutfakta balkon yok demesinler diye konulan fransız balkonumda sergilemeyi düşündüğüm sümbül ve mor salkım karışımı;
sümbüller patlamaya başlamış.hepsi arka taraffftaki camekanlı balkonda bekliyorlar gerçek bahar güneşini:))
ben anne tarafımda en büyük torunum, dolayısıyla emeklilik çocuğu kontenjanından dünyaya gelen dayımla aramda 6-7 yaş var.annanemlere gittiğimde, hemen hemen hergün gümederesi denilen bahçeye gider, mevsimine göre, sebze meyve ekim dikimi, kayısı dilme işlemi, üzüm ve dut toplama işleriyle haşır neşir olurduk.sonrada dayımla fazla olanları satar perşembe pazarından kırık leblebi, yada bisküvi alırdık.sanırım oralardan kalma bir çifçilik hevesim var her sene büyüyen.
hersene illaki biber, ve dometes ekerim.geçen sene ipek hanımın çifliğinden de tohumlar aldım.(bazılarından farklı şeyler çıktı ama neyse)amacım sadece uğraşmak.ama doruğa katı gıdaya geçiş döneminde taaaaa kasım ayına kadar kiraz dometesler yedirmiştim saksıdan.
dometesim çiçeklendi;
çekirdekten limon yetiştirme sevdasına düştüm.okuduğum birkaç blog yüzünden.şimdi fidelerin kazık kök olma aşamasındayım. uzun bir yol biliyorum ama heves işte;
sümbüller patlamaya başlamış.hepsi arka taraffftaki camekanlı balkonda bekliyorlar gerçek bahar güneşini:))
Çarşamba, Mart 21
güneşi gördük, içeri giremedik:))
cumartesi günü itibariyle eskişehirde güneşi gördük.
tabi malum eskişehirin ayazı meşhur olduğundan üzerimizdeki pek atmadık(hele dorukta atkı,bere takımı devam)
çıktık iki güneş görsün tenimiz dedik.
o günden beri hergün dışarı çıkıyoruz.
bugün hafif öksürük var ama doktorluk değilizdir inşallah...
valla ben çok mutluyum bahar havasından...
bunlar haftasonundan;
hasan polatkan boyunca yürüdük, sonrada yemeğimizi yedik geldik.uyur sandım ama nerdeeee.yaramazlık peşinde bir doruk vardı;
ve eski resimlerde numunelik bir veya iki defa kullandığı emziği merak etti,bu ne işe yarar dedi.anlattık.ve:))
evde ve dışarıda şapka giymeye meraklı bir oğluş var; gittiğimiz her mağazadan birkaç deneme yapıp kapıyoruz illaki;
ananeler gelmişti geçen hafta soğuklarda onlarla bir şapkalı poz gelsin(hazır resim yükleme icadını bulmuşken:))
ve son olarak baba-oğul aşkı...gerçekten çok düşkün babasına.her uyandığında önce baba diye sesleniyor.baba işe gitti dediğimizde, müdür amcayı dövücem işte diyor.valla asabiyet halimiz babasından mı; 2 yaş muhabetinden mi bilmiyorum.ama çok asabi bu aralar.....
bugünde parkta şenlendik.tüm çocuklara canım arkadaşım diyor.beraber oynayalım diyor, pek mutlu oluyor.
hoşgeldin bahar...güneşimiz ısıtsın bizi..
sevgiler...
tabi malum eskişehirin ayazı meşhur olduğundan üzerimizdeki pek atmadık(hele dorukta atkı,bere takımı devam)
çıktık iki güneş görsün tenimiz dedik.
o günden beri hergün dışarı çıkıyoruz.
bugün hafif öksürük var ama doktorluk değilizdir inşallah...
bunlar haftasonundan;
hasan polatkan boyunca yürüdük, sonrada yemeğimizi yedik geldik.uyur sandım ama nerdeeee.yaramazlık peşinde bir doruk vardı;
ve eski resimlerde numunelik bir veya iki defa kullandığı emziği merak etti,bu ne işe yarar dedi.anlattık.ve:))
evde ve dışarıda şapka giymeye meraklı bir oğluş var; gittiğimiz her mağazadan birkaç deneme yapıp kapıyoruz illaki;
ananeler gelmişti geçen hafta soğuklarda onlarla bir şapkalı poz gelsin(hazır resim yükleme icadını bulmuşken:))
ve son olarak baba-oğul aşkı...gerçekten çok düşkün babasına.her uyandığında önce baba diye sesleniyor.baba işe gitti dediğimizde, müdür amcayı dövücem işte diyor.valla asabiyet halimiz babasından mı; 2 yaş muhabetinden mi bilmiyorum.ama çok asabi bu aralar.....
bugünde parkta şenlendik.tüm çocuklara canım arkadaşım diyor.beraber oynayalım diyor, pek mutlu oluyor.
hoşgeldin bahar...güneşimiz ısıtsın bizi..
sevgiler...
Cuma, Mart 16
kara kış ve eskişehir...
nerden başlamalı bilmiyorum.
çok üşüyorum.
eskişehirde hala kara kış durumları devam ediyor.ve artık sıkıldım.
bir gün önce buz gibi ayaz , sonra kar fırtınası sonra tekrar ayaz ve yerler buz pisti.
bugün sınav günümdü.öğrencimin biri gelirken düşmüş belinin üzerine.
sınava başlamadan son tekrarlarda dayanamadı sırasında, başladı ağlamaya;lise2 öğrencisi delikanlı...
- hocam gelirken kaydım ve düştüm.belim çok ağrıyor.sınavda var ne yapayım dedi.ağlaya ağlaya...
bu kadar rahat ağlayacak bir çocuk değil tanıyorum.ama o kadar samimi ve çocuksu bir şekilde ...
ne diyeceğimi şaşırdım akan gözyaşlarına bakarak...sonra;
-oğlum kalk git, yok dur aileni arayalım alsınlar.belki ciddi birşeydir..
-ama sınav var hocam..
- boşver sınavı haftaya sınav olursun hadi kalk git...
sonra diğerlerini sınav yaparken düşündüm.hiç denk gelmedim 10 yıllık öğretmenlik hayatımda bu kadar içten , samimi, hıçkıra hıçkıra yanımda ağlayana..
bir keresinde öğrencinin eli ciddi olarak yaralanmıştıda.dolan gözlerini içine çekmişti beni görünce...
benim öğrencilerim hep lise 2,3,4...tam ergenlik , delikanlılık, genç kızlık dönemleri..
kolay kolay ağlamazlar karşımda sıkı fırça yeselerde, canları cidden acısada..
ama çok kolay dökülürler bana, "evladım, hey delikanlı, oğlum" dediğimde.
pekte sevmem bu lafları ama alışkanlık.heleki anne olduktan sonra daha kolay çıkıyor..
heryerde böylemidir bilmem ama. meslek lisesinde bölümler vardır ve bizim bölüm öğrencilerimiz vardır.
onlar bizim çocuklarımızdır.sürekli konuşuruz , dertleşiriz, bazen kutlamalar yaparız, bazen varsa sıkıntısı toplarız 3-5 derdine derman oluruz.öğrencimiz parası olamadığında gelir harçlık ister.bizde veririz güvenerek.bazen gelir o para bazende unutulur gider.öğretmenliğimin ilk yıllarında geleneksel olmuş piknikler vardı.ama şimdi değişen ders programları, bölüm içerikleri o kadarda uzunca tanımamıza engel oluyor öğrencileri.
mezun oluncada gelirler,elimizi öpmeye, hal-hatır sormaya.ençok dayak yedikleri öğretmenleri kıymetlidir onlar için.bazen ilk maaşım derler elinde tatlısıyla, bazende askere gidiyorum diye gelir helalik almaya,yada düğün davetiyesiyle gelir "hocam emeğiniz büyük muhakkak bekliyorum "diyerek.dedim ya azaldı artık böyle gerçek , dürüst sevgiler, saygı duymalar...
nerden geldim bu konulara bilmem ama bu kadar karda -kışta birkez bile tatil olmadan devam ediyoruz eğitim -öğretim hayatımıza biz bile şaşıyoruz.allahtan ciddi kazalar yaşamadan mart ayını yarıladık ya..
bunada şükür...........
çok üşüyorum.
eskişehirde hala kara kış durumları devam ediyor.ve artık sıkıldım.
bir gün önce buz gibi ayaz , sonra kar fırtınası sonra tekrar ayaz ve yerler buz pisti.
bugün sınav günümdü.öğrencimin biri gelirken düşmüş belinin üzerine.
sınava başlamadan son tekrarlarda dayanamadı sırasında, başladı ağlamaya;lise2 öğrencisi delikanlı...
- hocam gelirken kaydım ve düştüm.belim çok ağrıyor.sınavda var ne yapayım dedi.ağlaya ağlaya...
bu kadar rahat ağlayacak bir çocuk değil tanıyorum.ama o kadar samimi ve çocuksu bir şekilde ...
ne diyeceğimi şaşırdım akan gözyaşlarına bakarak...sonra;
-oğlum kalk git, yok dur aileni arayalım alsınlar.belki ciddi birşeydir..
-ama sınav var hocam..
- boşver sınavı haftaya sınav olursun hadi kalk git...
sonra diğerlerini sınav yaparken düşündüm.hiç denk gelmedim 10 yıllık öğretmenlik hayatımda bu kadar içten , samimi, hıçkıra hıçkıra yanımda ağlayana..
bir keresinde öğrencinin eli ciddi olarak yaralanmıştıda.dolan gözlerini içine çekmişti beni görünce...
benim öğrencilerim hep lise 2,3,4...tam ergenlik , delikanlılık, genç kızlık dönemleri..
kolay kolay ağlamazlar karşımda sıkı fırça yeselerde, canları cidden acısada..
ama çok kolay dökülürler bana, "evladım, hey delikanlı, oğlum" dediğimde.
pekte sevmem bu lafları ama alışkanlık.heleki anne olduktan sonra daha kolay çıkıyor..
heryerde böylemidir bilmem ama. meslek lisesinde bölümler vardır ve bizim bölüm öğrencilerimiz vardır.
onlar bizim çocuklarımızdır.sürekli konuşuruz , dertleşiriz, bazen kutlamalar yaparız, bazen varsa sıkıntısı toplarız 3-5 derdine derman oluruz.öğrencimiz parası olamadığında gelir harçlık ister.bizde veririz güvenerek.bazen gelir o para bazende unutulur gider.öğretmenliğimin ilk yıllarında geleneksel olmuş piknikler vardı.ama şimdi değişen ders programları, bölüm içerikleri o kadarda uzunca tanımamıza engel oluyor öğrencileri.
mezun oluncada gelirler,elimizi öpmeye, hal-hatır sormaya.ençok dayak yedikleri öğretmenleri kıymetlidir onlar için.bazen ilk maaşım derler elinde tatlısıyla, bazende askere gidiyorum diye gelir helalik almaya,yada düğün davetiyesiyle gelir "hocam emeğiniz büyük muhakkak bekliyorum "diyerek.dedim ya azaldı artık böyle gerçek , dürüst sevgiler, saygı duymalar...
nerden geldim bu konulara bilmem ama bu kadar karda -kışta birkez bile tatil olmadan devam ediyoruz eğitim -öğretim hayatımıza biz bile şaşıyoruz.allahtan ciddi kazalar yaşamadan mart ayını yarıladık ya..
bunada şükür...........
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)